"في كأس" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bir kaba
• Kupası'nda
• Bir kadeh
• bardağında
• bardağına
• bir kupaya
• kupasındaki en
• Dünya Kupasında
• bir kapta
• bir bardağa

Babası ben olacağım. Sen sadece küçük bir kaba mastürbasyon yapacaksın.
أنا سأكون الأب، أنت فقط يجب أن تستمني قليلاً في كأس

O Dünya Kupası'nda futbol şampiyonu olacak.
سيكون بطل كرة القدم في كأس العالم

Bir kadeh şaraptaki bir kaç damlanın normal bir adamı günlerce sertleştirdiği söylenir.
بضع قطرات في كأس النبيذ يقال أنها تجعل قضيب الرجل منتصباً لأيام

Bu bir şarap bardağı. Suyumu bir su bardağında alabilir miyim, lütfen?
هذا كأس نبيذ، أريد الماء في كأس للماء، من فضلك

Biri kocasının bardağına zehir koymuş, o da onu içti.
لقد وضع أحدهم السم في كأس زوجها و قد شربته هي

O kadar üzümle doldular ki... onları bir kupaya sıktım ve Firavun'a sundum.
لقد أصبحوا مثقلين جدا ً بالعنب لدرجة انني عصرتهم في كأس و قدمته الي فرعون

Ve dünya kupasındaki en az ihtimale biz sahibiz
وفرصنا معدومة في كأس العالم

Avusturya hiç şüphesiz 4 yıl önceki 54 Dünya Kupasında bronz madalya alan takım kadar güçlü değil
بطبيعة الحال النمسا ليست بقوتها كما كانت قبل اربع سنوات عندما حصلوا على البرونزية في كأس 54

Senin yüzünden, 2 sene boyunca her hafta bir kaba işemek zorunda kaldım.
كان عليّ أن أتبول في كأس مرة كل أسبوع لمدة سنتان

İki seçeneğin var: Ya kapıdan çıkar gidersin ya da seni çalışan sağlığı bölümüne gönderirim, bir kaba işersin.
لديك خيارين , بأمكانك الخروج من هذا الباب حالاً او ان ارسلك الى مسؤل صحه الموظفين وسوف تضطر الى البول في كأس

O telefonla konuşmaya başlamadan önce ben bir kaba işemeye gidene kadar son bir saati William ile ilk randevusu olan benmişim gibi geçirdim.
قبل أن يغلق هاتفه وقبل أن أذهب لأبول في كأس يجب أن أخبركِ بهذا, لقد قضيت الساعة الماضية

Cheltenham Gold Kupası'nda tuttuğum atı hatırlattı bana.
يذكرني بحصان راهنت عليه في كأس (تشيلتمان)

Dünya Kupası'nda Brezilya ne yapacak?
في كأس العالم سيكون البرازيل

Yarı finaldeyiz. Artık Galler Dünya Kupası'nda güzelim!
نحن في نصف النهائي، و(ويلز) في كأس العالم.

Bir kadeh şaraba atılacak bir damla gerilen sinirleri yatıştırmak için yeter.
قطرة في كأس نبيذ تكفي لتخدير الأعصاب المتوترة

Şu ucuz şaraptan küçük Bir kadeh alabilir miyim?
هل لي في كأس صغير من النبيذ الابيض؟

Shot bardağında duş aldırdım ve önce kıçını yıkadım.
لكن حمّمته في كأس صغير وغسلت مؤخرته اولا

Bana saygısızlık yaparsan senin amına koyar taşaklarını shot bardağında önüne koyarım.
وإن لم تبدِ لي احترامًا فسأبرحكَ ضربًا وأقدّم لكَ خصيتيكَ في كأس جرعات

Kahve bardağına şarap dolduran kadından mı bahsediyorsun?
هل تقصدين المرأه التي تصبّ النبيذ في كأس القهوه؟

Raziel kanını bir kupaya döktü ve o kupadan içenler yarı insan yarı melek oldular.
(إزرائيل) سكب دمائهُ في كأس ومن يشرب منهُ يصبح نصف أنسان ونصف ملاك

Her polip, taştan bir kapta baş aşağı oturan birer küçük denizanası gibidir.
كل سليلة هي مثل قنديل البحر معكوس و بالغ الصغر يجلس في كأس حجري.

Örneğin bir bardağa dökülen balın Reynolds sayısı 1 civarındadır.
فمثلاً صبّ العسل في كأس تصل قيمة رينولد الخاصّة به ل1 تقريباً.