Bu konuyu Profesör Simon Baron-Cohen ile tartıştım. Kendisi Cambridge'de gelişim psiko-patolojisi dalında profesör. | TED | و قد ناقشت ذلك مع الدكتور سايمون بارون كوهين وهو أستاذ علم الاضطرابات النفسية التطورية في كامبريدج. |
Ve, Bu yüzden Cambridge de bir çok sert eleştiriye mağruz kaldım. | TED | ولذلك , ألقى الكثير من الانتقاد بهذا الشأن في كامبريدج |
Futbolun kökenlerinin icat edildiği Cambridge'teki bir sahada, tam bu noktada tanıştılar. | TED | وهكذا التقيا في نفس المكان الذي تعود إليه جذور كرة القدم، في ملعبٍ ما في كامبريدج. |
Emily döndüğünde Cambridge'e gidecek, Eddie de burada kalacak. | Open Subtitles | عندما تعود، قالت انها سوف تبقى للعيش في كامبريدج و هو سيبقى هنا. |
Cambridge'de okuduğumu söylediklerinde tahmin etmişsindir. | Open Subtitles | وكما اني امضيت سنة في الدراسة في كامبريدج |
Cambridge'de çok ünlüydü ve dün gece benim yatağımda yattı. | Open Subtitles | وهي فتاة سيئة السمعة فعلاً في كامبريدج وليلة أمس نامت في سريري بالفعل |
Cambridge'e bir sene sonra gitmiş olsaydım tanışmış olurduk. | Open Subtitles | أفكر أن أبقى سنة أخرى في كامبريدج ربما سنتقابل بعدئذ |
Cambridge'de birlikteyken görüşlerinden bazılarına katılıyor muydunuz? | Open Subtitles | وعندما كانتما معا في كامبريدج هل شاركته بعض معتقداته؟ |
Cambridge'deki ilk yılımızda senin Matt Lauer videonu gülmek için birbirimize yollardık. | Open Subtitles | في السنة الأولى في كامبريدج كنا نستعمل بالمراسله مقابلتك مع مات لاور للضحك |
Cambridge'de bu ara durumlar nasıl? | Open Subtitles | كيف هي الأحول في كامبريدج في هذه الأيام؟ |
Cambridge'deki şu meşhur kahvaltıları düzenleyen Peder Duchemin mi? | Open Subtitles | تقصد الموقر ديتشمين الذي أستضاف تلك وجبات الأفطار الشهيرة في كامبريدج ؟ |
Artık Cambridge'de değil. Rye yakınlarında bir papaz evi var. | Open Subtitles | هو لم يعد في كامبريدج هو لديه بيت قريب من ري |
Ama okusaydım, merak etme Cambridge meydanındaki hippilere bile söylerdim. | Open Subtitles | وإن فعلت.. فسأخبر الهيبيين في كامبريدج الا يقلقوا |
Eğer o çocuk Bahrain'de ölseydi Cambridge'deki bütün insanları öldüremezdi. | Open Subtitles | لو قتلت تلك الطفلة في البحرين لما قامت بقتل كل أولئك الناس في كامبريدج |
Hayır. Herkese Cambridge'de okudum, diyorum. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح ، كنت سأقول أنني ذهبت لمدرسة في كامبريدج |
Bu, Cambridge Üniversitesi'ndeki öğretim üyesi Hugh Latimer tarafından verilen vaazın bir kopyası. | Open Subtitles | هنا تقرير عن خطبة تمت في "كامبريدج" مؤخراً من قبل شخص اسمه "هيو لاتيمر" عضو بارز في الجامعة وأنا أقتبس |
Liseden en yakın arkadaşı Cambridge'de bir barda çalışıyormuş. | Open Subtitles | و صادف أن أفضل أصدقائه من الثانوية يعمل في بار في "كامبريدج" |
Onu uzun yıllar önce, Cambridge'den tanırım. | Open Subtitles | التقيت به قبل سنوات عديدة في كامبريدج |
Eğer tarih, sanat, ya da antropoloji okusaydın... - Rachel, Cambridge'de birinci oldu. | Open Subtitles | إذا درست تاريخ الفن أو الإنثربولجي - رايتشل كانت في كامبريدج - |
Cambridge ve Slough'da çok fazla mülkleri var. | Open Subtitles | له خصائص رائعة في كامبريدج وسلو |