İlk tanıştığım o iyi insanın, bütün bunların içinde kaybolmasını görmek istemediğim için kızgınım. | Open Subtitles | أنا مستاء لأني لا أريد أن أرى الشخص الذي كانت أول مالتقيت بها ذلك الشخص الطيب أنا لا أريد أن أراها تضيع في كل ذلك |
Biliyorsun, hala seninle Tüm bu şeyleri bir arada düşünürken zorluk yaşıyorum. | Open Subtitles | أتعرفين لا أستطيع أن أعرف ما هو الدور . الذي تقومين به في كل ذلك |
burs ama hernasılsa Tüm bu kampanya kendini beğenmeler, eğlenceler engellemişti. | Open Subtitles | ماذا عنها ؟ ولاكن في كل ذلك الترغيب والانجاز والعمل , لقد توقفت بي الامور |
"Lanet olsun, her şey bu kadar mı güzel olur?" | Open Subtitles | "كم في كل ذلك من شعورٍ مبهج للغاية، بلا شك." |
Ancak Tüm bu parazitte gömülü uzaylıların mesaj göndermek için kullandığı bazı ışınımlar olabilir. | Open Subtitles | ولكن الدفن في كل ذلك الجامد قد يكون بعض من الطاقة الإشعاعية أنّ المخلوقات الفضائية يستخدمونه لإرسال رسالة. |
Tüm bu süre zarfında Dünya'da, suçluluk ve korkuların ötesinde bir açıklama için dönecek hiçbir yeri olmayan birer tutsak olarak yapabileceğimiz en iyi şey çaresizce gökyüzüne bakıp durmaktı. | Open Subtitles | و في كل ذلك الوقت أفضل ما كان بوسعنا عمله هو النظر إلى اعلى بإندهاش عاجز حبيسين الأرض من دون مكان نحصل فيه على تفسير |
Tüm bu süre boyunca, havadaki CO2 miktarı 30 binde 1'den yukarı çıkmadı. | Open Subtitles | و في كل ذلك الوقت كمية ثاني أكسيد الكربون في الهواء لم ترتفع فوق ثلاثة أجزاء من المائة للواحد في المائة. |
"Lanet olsun, her şey bu kadar mı güzel olur?" | Open Subtitles | "كم في كل ذلك من شعورٍ مبهج للغاية، بلا شك." |
"Lanet olsun, her şey bu kadar mı güzel olur?" | Open Subtitles | "كم في كل ذلك من شعورٍ مبهج للغاية." |