Maalesef kızın yerini gösteren bir bilgi yok. "Parlak Işıklar.' Manhattan'daki her köşe başı için geçerli bir ifade. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لم يكن هناك شيء تشير إلى حيث كانت الأضواء الساطعة؟ وهذا هو كل الزاوية الأخرى في مانهاتن |
Aşağı Manhattan'daki su kıyısı 11 Eylül öncesinde tam bir felaketti. | TED | الآن، حافة المياه في مانهاتن السفلى كان فوضى كاملة قبل 9/11. |
Manhattan'ın elitlerinin skandallarla dolu hayatlarını görmek için tek kaynağınız. | Open Subtitles | مصدركم الأول والوحيد لفضائح الطبقة الراقية في مانهاتن |
Vivien Tanaka Manhattan'ın yarısını temsil ediyor. | Open Subtitles | فيفيان تاناكا تمثل القضايا الكبيره في مانهاتن |
Manhattan'da dört yaşında ağlayarak uykuya dalan bir çocuk var. | Open Subtitles | هناك طفل بعمر 4 سنوات في مانهاتن يبكي حتى النوم. |
- Stevie. Babam hergün kargo treniyle Manhattan'a gitmek için beni alırdı. | Open Subtitles | اعتاد أبي ان يأخذني كل يوم لأتدرب على الخيول في مانهاتن |
Affedersiniz, Sandy Whiddles, bir kaç aydır kongre üyesi Weiner ile mesajlaşan Manhattan'dan bir barmen. | Open Subtitles | المعذرة,ساندي ويدلز, وهي نادلة هنا في مانهاتن. والتي كانت تتبادل التغريدات مع عضو الكونجرس وينر في الأشهر الماضية. |
Manhattan'daki bütün yerleşim alanının haritasını çıkardık. | TED | وقمنا بتعيين جميع مباني المنطقة في مانهاتن |
Benim Manhattan'daki dairem örneğin dört yıldan daha kısa bir süre içinde değerini neredeyse ikiye katlamıştı. | TED | على سبيل المثال، تضاعف سعر شقتي في مانهاتن في أقل من أربع سنوات. |
‘Kahretsin’ diye düşünüyor adam, ‘Ağustos. Manhattan’daki herkes evinden uzakta. | TED | يعتقد الرجل، "إنه أغسطس. كل الناس بحينا في مانهاتن سافروا. |
Bu benim yerim. Manhattan'daki en güzel yer. | Open Subtitles | هذا النادي الخاص بي الأكثر إتساعا في مانهاتن كلها |
Ve Manhattan'daki listelenmemiş 212 numara bende olacak. | Open Subtitles | وسوف يكون لي كل غير المدرجة في البورصة 212 عدد في مانهاتن. |
Manhattan'ın uzun binaları rüzgar tüneli etkisi yaratıyor. | Open Subtitles | يبدو أن المباني الشاهقة في مانهاتن تكون نفق للرياح. |
1980'lerin ilk yıllarında Manhattan'ın merkezinde yetiştirildim; punk müziğin merkez üssünden iki ada mesafede. | TED | تربيت في قلب مدينة نيويورك، في مانهاتن في بداية الثمانينات على مقربة من مركز موسيقى الـ"punk" |
Cumartesi gecesi, Manhattan'ın her restaurantında atalarımızın Ellis Adalarında yaşadıklarına benzeyen anlar yaşanmaktadır. | Open Subtitles | يوم السبت ليال، كل مطعم في مانهاتن السفلى... ... يشبه الخاصة بها قليلا جزيرة إليس. |
Q.T. Jammer, Manhattan'ın en ünlü borsa simsarı. | Open Subtitles | Q.T. جهاز التشويش، التاجر سيئة السمعة الأكثر في مانهاتن. |
Anlaşılan, eğer Manhattan'da... ya da Paris'te veya Londra'da yaşamıyorsanız... | Open Subtitles | واظن ان عدم عيشك في مانهاتن او باريس او لندن |
yolları gelişiyor. Ben Manhattan'da 15 yıl yaşadım. | TED | في جميع أنحاء العالم. لقد عشت في مانهاتن لمدة 15 عاماً. |
Mükemmel bir açık alan için savaşma fırsatını ilk kez 1980'lerin başında yakaladım. Aşağı Manhattan'da Hudson Nehri kıyısındaki Battery Park City adı verilen devasa bir çöplük arazisinde bir planlama ekibini yönetiyordum. | TED | أول فرصة أتيحت لي للمناضلة لأجل مساحة كبيرة مفتوحة كانت في بداية الثمانيات عندها كنت قائدة فريق من المخططين في مكب ضخم للنفايات يدعى باتري بارك سيتي في مانهاتن السفلى على نهر هدسون. |
-Montiquan'lar, Manhattan'a yerleşen ilk kabilelerdendi. | Open Subtitles | ما يبدو، كان رئيس الأمة الهندية montiquan. كانت Montiquans إحدى القبائل الأولى إلى تسوية في مانهاتن. |
Ayda 1,800'e ya Manhattan'dan küçük bir daire alabiliriz ya da Bushwick'den bunu. | Open Subtitles | يمكننا الحصول على شقة بحجم صندوق أحذية في مانهاتن أو هذه الحظيرة في بوشويك. |
- Manhattan'da çocuk istemiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يريدون الأطفال في مانهاتن |