Kendiminkini biraz daha erken kullanabilmeyi öğrenseydim ve senin yaşındayken koleje gitseydim bugün bu şekilde yaşıyor olmazdık. | Open Subtitles | إن كنت قد تعلمت كيف أستخدم عقلي في وقت أكثر بكوراً، كنت لأذهب إلى الكلية عندما كنت في مثل سنك. ربما لن نعيش هكذا. |
Aslında, senin yaşındayken, ben de onlarla takılmak istemezdim. | Open Subtitles | . في الحقيقة ,عندما كنت في مثل سنك لم ارغب في مصاحبتهم ابدا |
Güzel, çünkü bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum Bu yaşta böyle bir işi kaybetmek. | Open Subtitles | جيد لأنني أعلم كم من الصعب أن تخسر وظيفة خدمية كهذه في مثل سنك |
Belli yaştaki kadınları tavlamada ve bu işi şüphe çekmeden yapmada oldukça uzman birisi. | Open Subtitles | إنه محترف في تجنب الشكوك وإغواء النساء في مثل سنك |
Bunlar Senin yaşında bir çocuk tarafından yapılmış olmalı. | Open Subtitles | لعل تلك العلامات قد قام بها صبي في مثل سنك |
Annenle ilk tanıştığımızda senin yaşlarındaydım. | Open Subtitles | كنت في مثل سنك حين قابلت أمك لأول مرّة |
Senin yaşlarındayken aynı boklar benim de başıma geldi. | Open Subtitles | عندما كنت في مثل سنك ، بعض ما حدث لي أيضا. يحدث لنا جميعا. |
Alkolik müzikol artistleri için olan bir evden gelen Senin yaşındaki bir adamın bir kaçak gibi görünme ya da davranma mazereti yok. | Open Subtitles | رجل في مثل سنك لا عذر له كي يبدو كهاربا من وطنه مثل نجم موسيقي مدمن كحوليات |
Yapma, ben senin yaşındayken her şeyi o anda istiyordum. | Open Subtitles | بالله عليك، عندما كنت في مثل سنك أردت أن أحظى بكل شيء هنا وهناك |
senin yaşındayken, hiç bir şeyi iyi yapamazdım. | Open Subtitles | أوتعلم ، عندما كنت في مثل سنك ، لم أكن جيد فى أى شىء على الأطلاق. |
senin yaşındayken, sıradan bir ayakkabı boyacısıydım, | Open Subtitles | لماذا. عندما كنت في مثل سنك لقد كنت مجرد ملمع أحذية |
Utanman lazım, daha Bu yaşta ahlakı bozuk ve karaktersiz biri oldun çıktın! | Open Subtitles | عليك أن تخجل من كونك منحرفاً جداً و تالفاً في مثل سنك! |
Bu yaşta, artık ceketini alıp çıkabilirsin, değil mi? | Open Subtitles | في مثل سنك بإمكانك الرحيل، صح؟ |
Belli yaştaki kadınları tavlamada ve bu işi şüphe çekmeden yapmada oldukça uzman birisi. | Open Subtitles | إنه محترف في تجنب الشكوك وإغواء النساء في مثل سنك |
Eğer benim oğlum olsaydı Senin yaşında olacaktı. | Open Subtitles | لو كان لدي إبن لكان في مثل سنك |
Karaciğerim Senin yaşında olduğu kadar iyi çalışmıyor. | Open Subtitles | الكبد لا يعمل جيدا كما كنت في مثل سنك. |
Bu filmi memleketimdeki Essoldo Sineması'nda ilk izlediğimde senin yaşlarındaydım. | Open Subtitles | شاهدته لأول مرة في صالة "إسولدو" في بلدتي عندما كنت في مثل سنك |
Senin yaşlarındaydım. | Open Subtitles | عندما كنت في مثل سنك |
Senin yaşlarındayken annem kanserden öldü. | Open Subtitles | توفيت والدتي بسبب السرطان حينما كنت في مثل سنك. |
Senin yaşlarındayken vefat etti. | Open Subtitles | ماتت عندما كنت في مثل سنك |
Senin yaşındaki bir çocuğun.. | Open Subtitles | عندي ابن في مثل سنك |
Senin yaşındaki bir adamın sıcaklığa ihtiyacı var. | Open Subtitles | رجل في مثل سنك يحتاج للدفء |