Çantanda emanet, kafan bir dünya bütün gün yabancılara önden arkadan vereceksin. | Open Subtitles | و بمسدس محشور في محفظتك كيس مليئ بالماراغوانا , مضاجعة الغرباء من فوق و تحت , وجانبيا , جميع الطرق الممكنة, |
Çantanda bulunan park fişinden. | Open Subtitles | بطاقة مخالفة الوقوف التي كانت عندك في محفظتك |
Sayfayı koparayım mı katlayıp, hayatının kalanında Cüzdanında taşıyabilesin diye? | Open Subtitles | أن أغلفها , لتستطيع حملها في محفظتك لبقية عمرك ؟ |
Bahse girerim halen Cüzdanında bir resmi vardır. | Open Subtitles | أراهن بأنّك ما زلت تبقي صورة لها في محفظتك |
Çantandaki resmi gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الصورة في محفظتك. |
Ona cukkalı fiyat vermişler evlat. Onu cüzdanının içine koymalısın. | Open Subtitles | هذه مهمة ثقيلة ،عليك وضع هذا في محفظتك |
Kahvaltı için çantana bir muz koy. | Open Subtitles | خذ الموز. وضعها في محفظتك لتناول الافطار. |
Bütün makyaj fabrikası Çantandaydı sanki... yağlı disko topu seni. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك مصنع ريفلون كامل في محفظتك ... كنت دهني الكرة الديسكو. |
Bu yüzüğü Çantanda sakla. | Open Subtitles | ضعي هذا الخاتم في محفظتك |
- El Çantanda taşıdığına inanamıyorum! | Open Subtitles | -لا أصدّق أنّك وضعتها في محفظتك |
Jane, Çantanda hiç yemek yok! | Open Subtitles | (جاين)، لا يوجد طعامٌ في محفظتك! |
Söylediğim gibi, diş beyazlatma ile ilgilenecek olursan, kartvizitim hala Cüzdanında. | Open Subtitles | لكن كما قلت, إذا كنتي مهتمة بتبييض الأسنان فبطاقتي مازالت في محفظتك |
Beş yıldan beri Cüzdanında sakladığın kondoma ihtiyacım var. | Open Subtitles | الواقي الذكري الذي تحتفظ به في محفظتك لمدة خمس سنين، أريده |
Cüzdanında kaç tane kredi kartı var, İrlandalı Jack? | Open Subtitles | كم عدد بطاقات الائتمان لديك في محفظتك جاك من ايرلندا؟ |
Belki de Cüzdanında yoktur, ama belki başka yerlerde vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في محفظتك تحديدا لكن .. في مكان ما قريب |
Herkes gibi fotoğrafı telefonunda falan değil de Cüzdanında taşıman hoşuma gitti. | Open Subtitles | أعجبني احتفاظك بصورة في محفظتك وليس بهاتفك، كالباقي. |
- Çantandaki metro kartlarından. | Open Subtitles | بطاقات المترو في محفظتك. |
Freston'ın notlarına göre fahişenin cüzdanının astarına dikilmiş. | Open Subtitles | وفقا لFreston وتضمينه في الملاحظات، كان مخيط عليه في بطانة البغي وتضمينه في محفظتك. |
Posta kutuna bir el ilanı bıraktım ve çantana bir tane sokuşturdum. | Open Subtitles | تركت إشعاراً في صندوق بريدك وكذلك ملصقاً في محفظتك |
- Çantandaydı, unuttun mu? | Open Subtitles | إنهُ في محفظتك ، اتذكرين؟ |