Global Kriminal mahkemede bir düzine suçlunun yakalanmasına yardım etmiş. | Open Subtitles | ساعد بإدانة العديد من الجرائم في محكمة العدل الجنائية الدولية. |
Söylediğin veya yaptığın her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | وكلّ ما تقوله أو تفعله قد يستغلّ ضدّكَ في محكمة العدل |
Eğer hamamda yer bulamazlarsa erkeklerin gittiği yerlere yani Forum'a Anayasa mahkemesi'ne veya Senato'ya. | TED | حيث ليس لديهن مكان إلا عند الرجال: في النادي، أو في محكمة القانون، أو في مجلس الشيوخ. |
Beyler, buranın bir mahkeme salonu olduğunu hatırlatmama gerek var mı? | Open Subtitles | أيها السادة, هل أحتاج تذكيركم, بأنكم في محكمة قانونية؟ |
Asla! ... Eğer yakalanırsan, Çin mahkemesinde Çin kanunlarına göre yargılanacaksın. | Open Subtitles | لو تم القبض عليك، ستحاكم في محكمة صينية طبقاً للقانون الصيني |
Onun mahkeme salonunda hesap vermesini isterdik. | Open Subtitles | كما كان يجب علينا أن نفعل مع ابن الأفعى هذا، في محكمة قانونية |
Bu idari mahkemedeki varlığınız hoş bir değişim oldu. | Open Subtitles | حضوركَ هنا في محكمة الشكاوى الصغيرة هو كنسمة هواء منعشه |
Bu herifin teyzesi, eniştesi... annesi, babası jüri üyesi olacak... ben de o mahkemede yargılanacağım, hayatta olmaz. | Open Subtitles | سأكون ملعون إن وقفت في محكمة يحاكمني عمة أو عم هذا الرجل وربما أمه أو أبوه جالسين مع المحلفين |
Eğer konuşursanız... söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | وإن نطقت بشيء فحتماً سيستخدم ضدك في محكمة القضاء |
Paraları bastığınız yeri göster, ve mahkemede tanıklık yap. | Open Subtitles | أرني اين تطبعون و اشهد ضده في محكمة علنية |
mahkemede tanıklık yapacağıma ömür boyu burada yatarım daha iyi. | Open Subtitles | افضل البقاء هنا لبقية حياتي على ان اشهد في محكمة علنية |
Eğer mahkûm senin gözetiminde kaçarsa ne kadar aptal olduğunu göstermek için seni halka açık mahkemede yargılayacağım. | Open Subtitles | لو هرب هذا السجين منك سوف اجعلك تشهد في محكمة علنية عن كيف استطاع ان يضحك عليك |
Hakkımda suçlama yaparlarsa, kendimi mahkemede savunurum. | Open Subtitles | إن أرادوا اتهامي، سأدافع عن نفسي في محكمة. |
Kat ve Marie yıllarca West Virginia'daki Mercer County mahkemesi'nin bodrum katında penceresiz bir ofiste çalışıyorlar. | TED | عملاَ معًا لسنوات في مكتب بلا نوافذ. في سرداب في محكمة بمقاطعة ميرسر غرب فرجينيا. |
Yedi ay boyunca, trafik mahkemesi hakimi olarak rahatça oturduktan sonra, ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi. Kısım iki, ceza mahkemesi. | TED | بعد أن قضيت مرتاحة سبعة أشهر كقاضية في محكمة المرور، أُعلمت بأنني نُقلت إلى محكمة الجنايات، القسم الثاني، قاعة محكمة الجنايات. |
Efendim,Yüzbaşı Karan Veer Dogra casusluk suçlamasıyla Çinli bir mahkeme tarafından yargılanacak. | Open Subtitles | الكابتن كاران فير دوغرا سوف يحاكم في ... محكمة صينية بتهم التجسس |
O bir mahkeme tarafından yargılanacak ve... tüm dünyanın gözleri önünde idam edilecek. | Open Subtitles | هو سيدان في محكمة قانونية و سيتم اعدامة امام العالم |
Bu kadınları öldürmüş olabilirsin ya da ailelerinin ölümünde rol oynamış olabilirsin ama bunlar Amerikan mahkemesinde suçlu bulunacağın anlamına gelmiyor | Open Subtitles | ربما قتلت النساء وربما كنت متواطيء في مقتل كل عائلاتهم لكن لا شيء من هذا سوف يضمن إدانة في محكمة أمريكية |
Evet, Hakimin yetişkin mahkemesinde kafaleti reddetmesi için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | نعم, لا أرى سبباً يجعل القاضي في محكمة للبالغين يرفض الكفالة |
Davaya Mutlu Boyle bakacakmış, Billy'ye Ally ile mahkeme salonunda buluşmasını söyle. | Open Subtitles | بويل السعيد يحكم اخبريه أن يقابل آلي في محكمة بوسطن المحلية |
Ama maalesef bunu mahkeme salonunda kullanamazsınız. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لا يمكنك إستخدامه في محكمة قانونية. |
Boktan mahkemedeki boktan jürilere hitap eder belki diye. | Open Subtitles | قد يؤثر هذا في هيئة محلّفين لعينة في محكمة لعينة. |
Bir duruşmada hem görgü tanıklarının ifadesi hem de itirafın kendisi uzun bir tartışma konusu olur. | Open Subtitles | كلٌ من إفادة شهود العيون والاعتراف نفسه يمكن ان يكون عرضة لجدل طويل في محكمة |