Ayrıca sis olmasaydı şu anda Venice'de acınası hâlde olurdum. | Open Subtitles | الى جانب هذا, اذا لم يكن هذا الحاجز ساكون تعيسة في مدينة البندقية الان |
Onu dün Venice'de gördüm. | Open Subtitles | - رأيته بالأمس في مدينة البندقية. |
Venedik'te intihar oranı gerçekten düşüktür çünkü eğer bir binadan atlarsan, kanal ya da benzeri şeylerin içine düşüp ıslanırsın. | Open Subtitles | نظرية ان معدل الانتحار في مدينة البندقية منخفض جدا لانه عندما اقفز من على بناية مؤخرتك سوف تصطدم بالماء والقرف |
Yazın, Venedik'te ölüm ve mimarlık konulu ilk sergimi düzenledim ve adı "Venedik'te Ölüm"dü. | TED | لذلك في الصيف، أقمت معرضي الأول عن العلاقة بين الموت والمعمار في مدينة البندقية، وقد سمّي "الموت في مدينة البندقية." |
Biraz vakit alacak. Venedik'teki en çok zarar görmüş ve basınç altında kalmış binalar üzerinde teker teker uygulama yapacak duruma hazır olana kadar bu teknolojiyi ayarlamak ve gözlemlemek yıllar alacak. | TED | سيستغرق الأمر سنوات من ضبط ومراقبة هذه التكنولوجيا حتى يتسنى لنا أن تصبح جاهزة لاختبارها حالة بحالة ، على معظم المباني المتضررة ، والمهمة في مدينة البندقية. |
1971 de Venedik'teydim. | Open Subtitles | كنت في مدينة البندقية في عام 1971 |
Temmuz ayında Venedik'te, "Venedik'te Ölüm" adlı sergimi açtığımda aslında istediğim şey, ölüm ve mimari hakkında bir diyalog başlatmaktı. | TED | لذا فهذه المحادثة حول الموت وفن العمارة كانت ما وددت البدء به عندما قمت أول معرض لي بشأنهما في مدينة البندقية في شهر يونيه، واسمه "الموت في البندقية". |
Bu Venedik'teki Danieli'nin restoranından daha iyi . | Open Subtitles | إن استمعت للآنسة فهذا سيصبح أفضل من مطعم (دانيلي) في مدينة البندقية |