Dışarıda bir yerde hiç tatmadığınız kadar yumuşak bir et var. | Open Subtitles | في مكانٍ ما خارج هنا يوجد اللحم الطري الذي يعجبك طعمه |
İnsanlık için bulunan tüm güçler dışarıda bir yerde dolanıyor. | Open Subtitles | كل قوة معروفة لدى البشرية عائمة هناك في مكانٍ ما. |
Çok şey istemiyorum, sadece gece ayazından korunacağım herhangi bir yerde bir oda. | Open Subtitles | لستُ أحتاج الكثير، مُجرّد غرفة في مكانٍ ما بعيدة عن هواء الليالي الباردة. |
Ama çöplüğün bir yere yapılması gerekliydi ve vatandaş olarak sorumlulukları vardı. | TED | ولكن يجب التخلص منها في مكانٍ ما وكان لديهم شعور بالمسؤولية كمواطنين. |
Karanlık bir yerde laboratuvar önlüğünü diktiğim bir rüya daha. | Open Subtitles | خياطة معطف المختبر الخاص بك في الظلام في مكانٍ ما. |
bir yerde, beyaz birinin, Ay'ın ona ait olduğunu söylediğini duydum. | Open Subtitles | في مكانٍ ما ، هنالك رجل أبيض يعتقد بأنّه يملك القمر |
Yazar bu sözcükleri, Birleşik Devletler'de bir yerde, rahat bir sandalyede oturmuş yazarken ben de bu tam aynı şeyi kilometrelerce ötede, iğrenç, pis bir barakada, Polonya'daki bir imha kampında öğrendim. | TED | وبينما صاغ المؤلف هذه الكلمات، كان جالسًا على كرسي مريح، في مكانٍ ما في الولايات المتحدة، تعلمت الدرس ذاته تمامًا على بعد أميال في ثُكنة قذرة ووسخة في معسكر إبادة في بولندا. |
Kapama oralarda bir yerde. | TED | الامكانية لإيقاف ذلك موجود هنا في مكانٍ ما. |
Yol boyunca bir yerde kayboldu. | Open Subtitles | لقد إختفت في مكانٍ ما في الطريق ماذا عن لولو ؟ |
Yine de, dinlenmek için bir yerde durma ihtimalleri vardı. | Open Subtitles | كان ذلك ممكناً ، إذا ما توقفا في مكانٍ ما لتناول المرطبات |
Bunu daha önce ben de bir yerde duydum... ..ama operada olduğunu sanmam. | Open Subtitles | غريب، أشعر أنّي سبق و سمعتها في مكانٍ ما. و لا أتوقّع أنني سمعتها في الأوبرا. |
Buralarda bir yerde, yeni sınırlar aşmış bir adam var. | Open Subtitles | في مكانٍ ما من هذا المبني يتواجد رجل استطاع ان يتجاوز الحدود |
Hava biraz serin. Beraber, bir yerde bir kadeh bir şey içebilir miyiz? | Open Subtitles | الجو بارد قليلا هنا هلّا توقفنا في مكانٍ ما وتناولنا شراباً ؟ |
Çoğaltılabilir ve kablolu yayında bir yerde çıkar. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى الغش مليون مرّة. ولف السلك في مكانٍ ما. |
Sonra bir gün hepiniz beni bir yerde bırakacaksınız ve bir daha dönmeyeceksiniz. | Open Subtitles | ومن ثمّ ذات يومٍ ستتركني في مكانٍ ما ولن تعود إليّ أبداً |
...onu cildin içine sızacağını bildiğin bir yere koyduğundan emin olursun. | Open Subtitles | تُريد التأكد أنّك وضعته في مكانٍ ما تعرفه يتسرّب إلى جلدهم |
Bu biraz da; tartışmak için bizim olmadığımız bir yere git demek gibiydi. | TED | هذا، يشبه نوعًا ما، أن أذهب وأجادل في مكانٍ ما بعيدًا عنهم. |
Bu sadece dört milyonluk bir mesele. Eminim bunu Bir yerden bulabilirim. | Open Subtitles | إنها مشكلة أربعة مليون، متأكد إني سأجدها في مكانٍ ما |
Hayır, sağ ol. Yalnız kalabileceğim bir yer var mı? | Open Subtitles | لا، شكراً هل يمكن أن أجلس لوحدي في مكانٍ ما |
Belki de numaralarından bir kaçını bir yerlere yazmalısın. | Open Subtitles | ربّما تملك نسخةً مكتوبةً من الخدعة في مكانٍ ما |
Aslına bakarsanız, Bahamalar'da bir yerlerde bir butiğinin olduğunu düşünüyoruz. | TED | في الواقع، نحن نعتقد أنها تمتلك متجراً في مكانٍ ما في الباهاما |
Bir yerlerden yanlış bir dönüş yapmış olmalıyım. | Open Subtitles | لقد أخذت منعطف خاطي في مكانٍ ما |
Bu bilgisayarın içine girebilirsek... Buralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | ،لو أمكنني اختراق هذا الحاسوب . لابد أنها هنا في مكانٍ ما |
Gözün alabildiğine şey. Aynanız parlıyorsa kesin orada bir yerdedir. | Open Subtitles | إذا كانت مرآتكم تلمع، سوف تكون هناك في مكانٍ ما. |
bir yerlerde arkanda bir eşin ve çocukların olduğunu düşündüm | Open Subtitles | أعتقدت أن لديك زوجة وأطفال في البيت في مكانٍ ما |