Kazanın olduğu yerin yanındaki Park yerinde bu 22'liği buldum. | Open Subtitles | وَجدَ هذا الـ22 في مكان الوقوف قُرْب التحطّمِ. |
Max Park yerinde bayılmış. | Open Subtitles | ماكس فقط إنهار في مكان الوقوف. |
Geçen ay, Park yerinde uyuyakaldım. | Open Subtitles | الشهر الماضي نمت في مكان الوقوف |
- Sadece Park yerinde yaptım. | Open Subtitles | - حقا؟ أنا فقط فعلتها في مكان الوقوف |
Park alanında O'nu bekleyip, araba kullanmak için çok içkili olduğunu ve geceyi geçirmesi için o'na oda tutacağını söylemişsin. | Open Subtitles | إنتظرتَها في مكان الوقوف كثيراًً و قلت لها إنها كانت مخمورة لكي تقود للمنزل و قد حصلت على غرفة لهذه الليلة |
Park alanında dört kapılı gri bir sedan var. | Open Subtitles | هناك كرسي باب الحمّال أربعة رمادي في مكان الوقوف. |
Park yerinde görüşürüz. | Open Subtitles | شاهدك في مكان الوقوف. |
Park yerinde! | Open Subtitles | ! في مكان الوقوف |
Park alanında uyanmıştım bir zamanlar. | Open Subtitles | إستيقظتُ في مكان الوقوف عندما. |
Hayır, Park alanında tanıştığım tamircinin lastiği değiştirmesini bekliyoruz sadece. | Open Subtitles | Uh، لا، نحن فقط نَنتظرُ الميكانيكي إجتمعتُ في مكان الوقوف للعَودة مع إطارِي الإحتياطيِ وتغييرِي. |