Olay patlak verdiğinde, hepimizi buradan uzak bir yerde bir arada tutmak istiyorlar. | Open Subtitles | أرادنا جميعاً أن نكون في مكان واحد بعيداً عن هناك عندما يحدث ذلك |
Pekala, Teal'c, herkesi bir arada istiyorum - emin olmak için. | Open Subtitles | حسنا، تيلك، أريد كلّ شخص في مكان واحد فقط للتأكد. |
Dikkatli alkışlayın, hepsini bir kerede harcamayın. | Open Subtitles | أمشوا الهوينا يا سادة لا تقضوا الوقت كله في مكان واحد |
Parçacık, tanımı gereği, herhangi bir anda tek bir yerde olur. | TED | الجسيمات حسب تعريفها توجد في مكان واحد في أي لحظة زمنية. |
Anlıyorum ama onların hepsini bir yerde toplamak bu belanın ne olduğunu bulmayı çok daha kolaylaştıracak. | Open Subtitles | ولكن جميعهم سوياً في مكان واحد سيجعل الامر اسهل بكثير لاكتشاف ما الذي يجري بحق الجحيم |
Karanlık madde olmadan bir noktada asla yeteri kadar madde biriktiremezsiniz. | TED | وبدون المادة المظلمة، لا تستطيع أن تجذب كتلة كافية في مكان واحد. |
Bir yerde çok uzun süre... oturduğu için ölen savaş muhabirini duymuştum. | Open Subtitles | لقد قرأت عن مراسل الحروب مات جراء الجلوس في مكان واحد طويلاً |
30 yaşıma kadar yollarda geçti, aynı yerde bir haftadan fazla kalmadım. | Open Subtitles | أدوّر عجلاتي لنهاية العشرينات لم أمكث أكثر من أسبوع في مكان واحد |
İşin aslı, annemin öldüğü geceden beri tek Bir yere sıkışıp kalmışım. | Open Subtitles | الحقيقة اني بعد موت امي كنت عالق في مكان واحد |
Bu bileşimi seviyorum çünkü bana, ana vatanların tek bir yere kök salıp, sabit kalmasının gerekmediğini düşündürüyor. | TED | وأنا أحب هذا المزيج، لأنه يجعلني أظن أنّ الأوطان لا يجب أن تكون متأصّلة في مكان واحد. |
Hayatımda bu kadar hatunu bir arada görmemiştim. | Open Subtitles | لم ارى هذا العدد من النساء في مكان واحد من قبل |
Bu haksızlık olur. Burada kalamaz. Üçümüz bir arada olamayız. | Open Subtitles | .لايمكنها العيش معنا ثلاثة يعيشون في مكان واحد |
Bu kadar garip insanı bir arada görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى هذا العدد من غريبي الأطورا في مكان واحد |
Unutma, bir kerede sadece bir kişi, ve tek bir yer. | Open Subtitles | تذكروا, أني رجل واحد في مكان واحد في وقت واحد |
Hepsini bir kerede harcama, berduş. | Open Subtitles | لا تنفقه بالكامل في مكان واحد .. يا قذر |
tek bir yerde yaşamaya inanmıyor musunuz, Bay Quick? Ailem taşındı. | Open Subtitles | انت لا تعتقد بالعيش في مكان واحد يا سيد كويك ؟ |
Ama neden bütün bu insanları tek bir yerde toplasınlar ki? | Open Subtitles | لكن لماذا بحق الجحيم يضعون كل الجثث في مكان واحد ؟ |
Tüm olay bu değil mi zaten, herşeyi bir yerde toplamak? | Open Subtitles | أليس هذه هي الخطة بالكامل ؟ أن يتواجد كل شئ في مكان واحد ؟ |
Alex, eğer haklıysan ve bunu yapan Peng ise bu batı pasifikteki 3 destroyerimizi bir yerde toplamak için bir tuzak olabilir. | Open Subtitles | و أن كنت محقاً (الكس) ان كان (بينغ) ربما قد يكون هذا فخ للقبض على رجالنا الثلاثة الوحيدين غرب المحيط الهادئ في مكان واحد |
Bu iyi bir fikir.En azından herkesi tedavi için bir noktada toplarız. | Open Subtitles | نعم, هذه فكرة جيدة.على أقل تقدير ذلك سيجعل الجميع في مكان واحد للعلاج |
Bir yerde çok uzun süre kalamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا البقاء في مكان واحد لفترة طويلة |
Fİziğin en önemli isimleri daha önce hiç aynı yerde bir araya gelmemişti. | Open Subtitles | لم يحدث قبل ذلك و لا بعد ذلك أن تجمع مثل هذا العدد من الأسماء العظيمة في علم الفيزياء في مكان واحد |