bir kayak merkezinde seksi bir gece oyun stüdyosu. | Open Subtitles | دراما ليلية مثيرة ستصوّر في منتجع للزلاجات |
Sizi kayak merkezinde gördüğünü söyleyen bendim. | Open Subtitles | انا الذي أخبرتهم عن .رؤيتك في منتجع التزلج |
Dört yıldızlı bir Otel, bir SPA ya da su niyetine kanalizasyonu kaynatarak içtiğin bir üçüncü dünya ülkesi olurdu. | Open Subtitles | لو كنتُ في منتجع فاخر أو منتجع صحي أو في بلد من العالم الثالث حيث تغلي مياه المجارير إذا أردتَ احتساء شراب |
"Merhaba Bay Armstrong. Ben Tahoe Kristal Göl Oteli görevlisi. Mesajınızı aldık ve rezervasyonunuzu bitişik odalardan ayrı tekli odalara çevirmekten mutluluk duyarız." | Open Subtitles | مرحبا سيد أرمسترونج هذا البواب في منتجع تاهو الكرستالي تلقينا رسالتك ونحن سعداء لتغيير حجزك من غرف مجاورة إلى فردية منفصلة غيرت الحجز؟ |
Gününün çoğunu Rus mafya babalarıyla bir spa'da iş yaparak geçiriyor. | Open Subtitles | يقوم بكثير من أعماله في منتجع صحي المفضل لدى العصابات الروسية |
Bedava kişisel antrenman ve ardından da kaplıcada bir çift masajı teklif ediyor. | Open Subtitles | لقد عرض تدريباً شخصياً مجانياً متبوعاً بـ تدليك زوجيّ في منتجع محلي |
Kayak merkezindeki tüm karların eriyeceği şubata kadar. | Open Subtitles | إلى متى ؟ حتى فبراير عندما يكون قد ذاب كل الجليد الموجود في منتجع التزلج |
Uyuz bir köpekle yavrusunun yemek isteyerek dolaştığı bir tatil yerinde işe girdim. Müşteriler şikâyet etti. | Open Subtitles | لقد حصلت على وظيفة في منتجع حيث كان به كلبة جرباء وجروها يتجول متسولاً الطعام. |
Las Casitas del Pacifico tatil köyünde denize sıfır villada kalıyorlarmış. | Open Subtitles | انهم يقيمون في فيلا على شاطئ البحر في منتجع لاس كاسيتاس ديل باسيفيكو |
Bayan Satterthwaite bir Alman spa merkezinde kalıyor. | Open Subtitles | السيدة ساتيرثويت أسست نفسها في منتجع صحي إلماني |
Disneyin Polinezya merkezinde. Lütfen tren tamamen durana ve kapılar açılana kadar trabzanlara tutununuz ve kapılara yaslanmayınız. | Open Subtitles | . في منتجع ديزني البولونيزي أرجوكم تمسكوا بالدرابزين |
Güzellik merkezinde takılırdın, güzel vakit geçirirdin sonra buluşup, bir şeyler yerdik. | Open Subtitles | نبقى في منتجع نقضي بعض الوقت ثم نلتقي لاحقاً لوجبة |
Bunlardan kaçı Otel salonunda sığır yüz bakımı yaptırıyor? | Open Subtitles | كم منهم أيضاً لديه مسحوق البقر الوجهي في منتجع الفندق ؟ |
IP adresinden Cancun'daki bir Otel odasında olduğunu tespit ettim. | Open Subtitles | لقد تعقبت عنوان "أي بي" غير معروف إلى غرفة في منتجع في "كانكون". |
"Minal Arora, RS Otel'de Rajvir'in kafasına onu öldürme niyetiyle vurdu. | Open Subtitles | ضربت (مينال أرورا) (راجفير) على "رأسه بزجاجة في منتجع (ر.س) بقصدقتلهونزفكثيرا" |
Ama önce, Jessica'nın Omnicon Oteli yaz turnesinde, kulise bile girmenizi sağlayacak olan, VIP altın paketini kazandıracak basit bir soru. | Open Subtitles | (و لكن أولاً إليك مقابلة مع فائز بالـ (في أي بي في منتجع (أومنيكان) الصيفي (لين ) - و لكن السؤال - |
Ama önce, Jessica'nın Omnicon Oteli yaz turnesinde, kulise bile girmenizi sağlayacak olan, VIP altın paketini kazandıracak basit bir soru. | Open Subtitles | (و لكن أولاً إليك مقابلة مع فائز بالـ (في أي بي في منتجع (أومنيكان) الصيفي (لين ) - و لكن السؤال - |
Royal Kailua Oteli'nde masaj ve tatil... hem de Hawai'de. | Open Subtitles | في منتجع ومصح كالوا الملكي في... هاواي |
Neden sen günü spa'da geçirirken biz tüm ayak işlerini yapıyoruz? | Open Subtitles | أنتظر، لماذا تقضي اليوم في منتجع بينما نحن نفعل كل الشغل الصعب؟ |
Biliyorum. Küçük Stevie ile Tahoe'da kaplıcada. | Open Subtitles | أجل, إنه في منتجع في (تاهو) مع (ستيفي) الصغيرة |
Yoksa kayak merkezindeki tüm karları erit- meyi plânlıyorum da. | Open Subtitles | أو أعتقد أنني سوف أذيب كل الجليد الموجود في منتجع التزلج |
Süslü tatil yerinde kal | Open Subtitles | وتنزلان في منتجع فاخر |
Bir tatil köyünde çalışıyordum ve önemli bir grubun geleceğini söylediler. | Open Subtitles | كنت أعمل في منتجع سياحي وأخبرونا أن مجموعة كبيرة آتية |