"في نفس المكان" - ترجمة من عربي إلى تركي

• aynı yere
• aynı yerden
• aynı yerde
• aynı yer
• aynı noktada
• yerde iki
• aynı yerdeler
• yerde bulunduğu için
• aynı bölgede
• evde yapılan

Sonra da aynı yere, sırtında maymun olan bir midilli getirdiler.
ومن ثم, في نفس المكان أحضروا بغلا يحمل قردا على ظهره

Her zaman aynı yere otururdu, tam şu anda senin oturduğun yere.
، كانت تجلس دائماً في نفس المكان . حيث تجلس أنت الآن بالضبط

Her sabah erken saatte, benimle aynı yerden kahve alırdı.
إنه يتناول القهوة في نفس المكان كل صباح مبكراً

Lanet olsun Melanie en azından Simone kadar akıllı. aynı yerde olacak.
اللعنة ، ميلاني تملك نفس ذكاء الكلبة السابقة ستكون في نفس المكان

aynı yer ve aynı zamanda orada duran kamyonete ait görüntüler var.
لدينا صوره لشاحنه كانت متوقفه هنا في نفس المكان ونفس الوقت

Sağ ve sol elinin başparmaklarında aşağı yukarı aynı noktada küçük kırıklar gördüm.
لاحظت بعض الكسور الصغيرة الشعرية على إبهامها الأيمن والأيسر في نفس المكان تقريباً

Güvenlik sebepleriyle, bir yerde iki günden fazla kalmamayı tercih ederim.
لأسباب أمنية، لا أحب البقاء لأكثر من يومين في نفس المكان

Şaşırtıcı bir büyü ve büyük bir büyücü aynı anda aynı yerdeler.
سحرٌ مذهل وعرّافٌ عظيم في نفس المكان وفي نفس الوقت

Arkadaşlarına, doğru zamanda doğru yerde bulunduğu için şanslı olduğunu söyledi.
، فيما بعد أخبر أصدقاءه ، أنه كان محظوظا في نفس المكان ، وفي نفس الوقت

Bu aynı bölgede benim bir yıl önce çekilmiş fotoğrafım gördüğünüz gibi oksijen maskesi ve solunum cihazına bağlıyım.
وهذه صورة لي في نفس المكان .. ولكنها قبل عام وكما ترون فإني أضع قناع الأكسجين مع منظم تنفس

Aynasızlar değişiklikten hoşlanmazlar! Hep aynı yere koyuyorlar.
الخنازير لا تحبّ التغييرات تأكل دائما في نفس المكان

Her gece gökyüzünde aynı yere yatıyorlardı.
في كل ليلة كانت تستلقي في نفس المكان في السماء

Kızkardeşin öldüğünde, onu da aynı yere gömdün.
و عندما ماتت اختك قمت بدفنها في نفس المكان

30 yıldır bir taş gibi ordan oraya yuvarlanıyorum. Hiç 3 yıl aynı yerden kalmadım.
أنا كنت شبه حجارة لمدة 30 عام و اغلب السنوات في نفس المكان

Böyle bir şey yok. Aynı şeye, aynı yerden bakabilmek bu yeterli olmalı.
اذا كانو واقفين في نفس المكان وينظرون في الشيء نفسه, هذا يكفي

Akşam 7'den sonra onu gören olmamış, kredi kartı kullanımı yok ve cep telefonu tüm gün aynı yerden sinyal vermiş.
ليلة مقتله لم يراه أحد بعد الساعة السابعة لا مدفوعات من بطاقته الإئتمانيه وتم تحديد مكان هاتفه في نفس المكان طوال اليوم

Son yılımızda, ben piyano dersi aldım o da futbolu seçti böylece her gün okuldan sonra yollarımız tam aynı yerde kesişiyordu.
بعد مرور سنة حضرت صف البيانو وكان يلعب الكرة وكنا نمر بالقرب من بعضنا كل يوم بعد المدرسة في نفس المكان تماما

aynı yerde fazla uzun süre kalmıyor ama şimdi başka şansı yok.
فهو لا يبقى في نفس المكان طويلا لكنه الآن ليس لديه خيار

İkinizi aynı anda aynı yerde toplamanın tek yolu buydu.
الطريقة الوحيدة لتكونا كلاكما في نفس المكان وفي نفس الوقت

Chapungu ve Rhodes'un aynı yer ve zamandaki bu öyküsü, önemli sorular soruyor. Cinsiyet hakkında, güç, öz temsil, tarih yazımı, ülkeye dönüş hakkında sorular.
قصة تشابونغو ورودس في نفس المكان والزمان يطرح أسئلة مهمة المتعلقة بنوع الجنس، القوة، تمثيل الذات، صنع التاريخ والعودة إلى الوطن.

Bir şüpheli çete muhbiri merc'd var iki hafta önce aynı noktada.
عضو عصابةٍ مشكوكٌ بأمره قد تم قتله قبل أسبوعين في نفس المكان

Hiçbir yerde iki gece üst üste kalmıyor.
ولم تقيم في نفس المكان ليلتان على التوالى

Hayır, hemen hemen aynı yerdeler. Yeniden büyümüşler.
,لا, إنهن في نفس المكان فلابد أنهن عاودن النمو مرة أخرى

Arkadaşlarına, doğru zamanda doğru yerde bulunduğu için şanslı olduğunu söyledi.
فيما بعد أخبر أصدقاءه ، أنه كان محظوظا في نفس المكان ، وفي نفس الوقت

Çok uzun zaman boyunca aynı bölgede yaşamış kişiler, çoğumuzun aksine yaşadıkları bölgeyle bağlarını koruyorlar.
الناس الذين عاشوا في نفس المكان لفترة طويلة من الزمن، الحفاظ على صلة بالمكان الذي يعيشون فيه والتي فقدها معظمنا،

Bu insanın içindeki kötülüğü dışarı çıkaran bir oyun, şehir dışında herkesin kaldığı evde yapılan düğünler gibi.
إنها لعبة شريره تظهر أسوأ ما فينا كالزفافات خارج المدينه حين يكون الإستقبال في نفس المكان الذي يقيم فيه الجميع