Çıkmaya ilk başladığımızda telefonunu kurcalıyordum. | Open Subtitles | حينما بدأنا في التواعد، كنت أنظر في هاتفك |
telefonunu kurcala ve bana Will'in en iyi fotoğrafını ver. | Open Subtitles | آندي فقط إبحث في هاتفك و أعطني أفضل صورة لويل حسنا |
Aslında, senin telefonundaki numarayı izlettirdim. İkinizi birden kurtarabilirim. | Open Subtitles | في الحقيقة تتبعت الرقم في هاتفك يمكنني إنقاذكما معاً |
- telefonundaki GPS'e göre oradaymış. | Open Subtitles | وفقاً لجهاز تحديد الموقع في هاتفك هو هناك |
Yer planı telefonuna işlendi. | Open Subtitles | إذا نسيت أيّ شيء، الخطه بالكامل مخزنه في هاتفك |
Cep telefonunda numaramın kayıtlı olmadığına iddiaya girerim. | Open Subtitles | أراهن على أنك لا تحتفظ برقم هاتفي في هاتفك |
telefonundan Wayne Johnson'un kim olduğunu bul da bakalım hoşuma gidecek mi. | Open Subtitles | ابحث عن فان جونسون في هاتفك يجب ان أعرف كيف أشعر حيال ذلك |
Ve ne yazık ki bir kadın 3 saniye içinde, pantalonunla ayakkabının uyuşmadığını, veya düğmelerini çok iliklediğini, veya tişörtünü içine soktuğunu, veya kemerine telefonunu taktığını farkedebilir. | Open Subtitles | ولسوء الحظ المرأة خلال ثلاث ثواني ستلاحظ إن كانت أحذيتك وملابسك هل تجارية, قميصك هل مرتب هل لديك مكالمة في هاتفك المعلق على حزامك |
Cep telefonunu kontrol et. | Open Subtitles | راجع قائمة المتصلين في هاتفك |
Cep telefonunu kontrol et. | Open Subtitles | راجع جهات الإتصال في هاتفك |
- telefonunu karıştırmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أبحث في هاتفك. |
O kadınlar telefonundaki baloncuklardan ibaret gibi duruyor. | Open Subtitles | الأمر كما لو أن تلك الفتيات مجرد فقاعات في هاتفك |
telefonundaki fotoğrafına bir bakayım. | Open Subtitles | دعيني أرى الصورة في هاتفك الخلوي |
Jess, lütfen telefonundaki fotoğrafa kimsenin bakmadığını söyle. | Open Subtitles | جيس" فقط قولي لي" انه لم يرى احد الصور في هاتفك |
Önce telefonundaki testosteron seviyesini kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سأتفقد فقط مستوى هرمون "التيستستيرون = الإباحية" في هاتفك أولاً. |
Dün geceki rezaleti izledin mi? telefonuna mesaj olarak da gelebiliyor. | Open Subtitles | يمكنك الحصول عليها في هاتفك ، حتى ان كنت بعيداً |
Sen tuvaletteyken telefonuna da kaydettim. | Open Subtitles | وأضفته أيضاً في هاتفك بينما كنتَ بالحمّام |
Hepsi şu an cep telefonunda sunucu odasında yalnız kaldığın zaman telefonunuza indirildi. | Open Subtitles | كلها في هاتفك حملت بينما كنت في غرفة الخدمة |
- telefonunda çıplak resimlere bakacaktım. | Open Subtitles | هل كنت تكتشف هاتفي؟ لقد كنت أبحث في هاتفك عن صور عارية |
Erin'le cep telefonundan konuşuyorsun. | Open Subtitles | عندما كنت تتحدث في هاتفك الخلوي |
Size cep telefonundan ulaşmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول الإتصال بك في هاتفك المحمول |