Kardeşimle halamın yanında kalmak için Hawaii'ye gittik... Kardeşim uyuşturucu işine bulaştı. | Open Subtitles | فذهبت انا وأخي للإقامة مع عمتي في مزرعتها في هاواي وتحول أخي الى زراعة الأفيون |
Ve sonra her zaman planladığımız gibi Hawaii'ye gideceğiz. | Open Subtitles | وبعد ذلك , سنذهب للعيش في هاواي كما خططنا من قبل |
Hawaii'de bir porfesyonel yamaç paraşütçüsü olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظٌ جداً لأنك تحترف الغطس من المرتفعات في هاواي |
Kuzey Işıkları Havai'nin güneyinde bile kuyruklu yıldızlardan gerçek bir gökkuşağı olarak görüldü. | Open Subtitles | الاضواء الشمالية شهدت في أقصى جنوب في هاواي قوس قزح حقيقي من المذنبات |
Rüşvet vermek gibi suçları içeriyor.Soruşturma hem LA'de hem de Hawai'de devam etmekte. | Open Subtitles | على أعلى مستوى هنا في هاواي كما في الولايات المتحده |
Annem Hawaii'de yaşayan tatlı bir aile bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها عثرت على عائلة لطيفة تعيش في هاواي |
Hawaii'deki beni büyüten kadınların tahmin ettiği gibi, dünyanın başı dertte. | TED | وكإمرأة في هاواي هذا يدفعني لكي أتنبأ ان العالم في خطر |
Yakın zamanda, denizciler hakkında bir film yapmak için, tüm Güney Pasifik boyunca, ismini Hawai'nin kutsal yıldızından alan Hokulea üzerinde, denize açıldım. | TED | لقد أبحرت مؤخراً في "هوكوليا" المسماة تيمناً بالنجم المقدس في هاواي عبر جنوب المحيط الهادئ لتصوير فيلم عن البحارة. |
Hawaii'nin Mauna Kea yanardağının 4200 metresi deniz seviyesinin üstündeyken dalgaların altında bir 5800 metre daha devam ediyordu. | TED | بينما تكون 4200 مترًا من جبل ماونا كيا في هاواي فوق سطح البحر يهبط طرفه الآخر تحت الأمواج إلى 5800 مترًا أخرى. |
Var olmayan uçağınız içindeki beş cesetle az önce Hawaii'ye indiği için. | Open Subtitles | رحلت للتو هبطت في هاواي وعلى متنها 5 مقتولين |
Hawaii'ye gelmişim gibi hissettim. | Open Subtitles | يشعر وكأنني حصلت للتو من الطائرة في هاواي. |
Birkaç haftalığına Sydney'deki Five Eyes konferansına gideceğim. Dönerken Hawaii'ye uğrarım. | Open Subtitles | أنا ذاهب لحضور مؤتمر في سيدني وتوقف في هاواي في الطريق إلى البيت. |
"Ben gösteriş yapmıyorum. Gerçekten. Ama Hawaii'ye yeni indim." | TED | "أنا لست استعرض. حقيقة لكن أنا فعلاً للتو هبطت في هاواي" |
Hawaii'ye hoş geldiniz. | Open Subtitles | أهلاً بكم في هاواي هيا أريكم الاستراحة |
Ve şu anda bunların hepsi Hawaii'de bir plaj serserisinin kafasında. | Open Subtitles | و هي موجودة الآن في عقل راكب الأمواج في هاواي |
Şansa bakın ki, dünyanın en zengin koleksiyoncuları bu hafta Hawaii'de bir araya geldi. | Open Subtitles | لكن حدث أن أغنى الجامعين في العالم مجتمعون هنا في هاواي هذا الأسبوع. |
Yunanistan'daki özel bir okulda yarım dönem ve 10 yıl önce Havai'de bir koro dışında öğretmenlik yapmamışsınız. | Open Subtitles | بجانب فصل دراسي بمدرسة خاصة باليونان ودرستي لمدة سنة صف جوقة في هاواي منذ عشر سنوات |
Biliyormusun, ailem her Noel'de tatilini Hawai'de geçirir | Open Subtitles | عائلتي في الحقيقة تقضي الإجازة في هاواي كل عيد ميلاد |
Annem Hawaii'de yaşayan tatlı bir aile bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها عثرت على عائلة لطيفة تعيش في هاواي |
Limanların bazılarını ve Hawaii'deki bazı inşaatları kontrol ediyor. | Open Subtitles | سيطر على بعض ميناء وبعض البناء في هاواي. |