Öyle bir depresyondayım ki, Bu hafta aynı kıyafeti 2 defa giydim. | Open Subtitles | أنا في غاية الإحباط لقد ارتديت الزي نفسه مرتين في هذا الأسبوع |
Bu hafta karpuzları toplamazsam, tüm hasadı kaybederim. | Open Subtitles | إذا لم أحصل على هذا البطيخ في هذا الأسبوع فسوف أفقد محصولي بأكمله |
Bu hafta tüm ülkede Yasaları Uygulama haftasını kutluyoruz. | Open Subtitles | نحن نحتفل في هذا الأسبوع بكسر القوانين علي طول البلاد |
Naaşı Bu hafta içinde yetkililerce toprağa verilecektir. | Open Subtitles | سيُدفن الجسد في هذا الأسبوع من قبل السُلطات |
Bu hafta umarım A harfi üzerinde çalışmayı bitiririz. | Open Subtitles | آمل أن ننتهي من حرف الألف في هذا الأسبوع. |
Bu hafta her birinizin ev ödevi var. | Open Subtitles | سنراك الأسبوع القادم في هذا الأسبوع لكل واحد منكم واجب منزلي |
Bu üçüncü kez bana bloke Bu hafta. | Open Subtitles | هذه هي المرة الثالثة في هذا الأسبوع الذي تأخذين مكاني |
Bu hafta Ulusa Sesleniş konuşmam da öyle. | Open Subtitles | إذن سألقى خطاب عن حالة الإتحاد في هذا الأسبوع |
Duyduğuma göre sözlü raporunu Bu hafta vermen gerekiyormuş. | Open Subtitles | سمعت أنك تبلغ بتقرير شفهي في هذا الأسبوع |
Bu hafta içinde kaçırılan altıncı kişi. | Open Subtitles | إختطاف ضعيف من المستوى السادس في هذا الأسبوع |
Hayir, Bu hafta boyunca bir gece bile evde olmadigin için. | Open Subtitles | كلا, لأنكِ لم تبقي بالمنزل ليلة واحدة في هذا الأسبوع |
Bu hafta her gece... yıldızlara baktın. | Open Subtitles | .. أنتِ تنظري للنجوم كل ليلة في هذا الأسبوع |
Ve Bu hafta, olduğum yerde iyi içtim. | Open Subtitles | في هذا الأسبوع كان ذلك شيئاً جيداً حسب المكان الذي كنتُ فيه |
Bu hafta sonu adada doğuracağım ve bebeği de siz dünyaya getireceksiniz. | Open Subtitles | سألد في هذا الأسبوع على الجزيرة,وأنت ستخرج الطفل |
Hiç çekemeyeceğiz sanmıştım... Çünkü günler tükeniyordu, yalnızca birkaç gün kalmıştı yani Bu hafta bunu çekmek inanılmaz. | Open Subtitles | أننا سنصوّره، لأن الأيام كانت تمرّ، لم يتبقّ إلا القليل لذا التصوير في هذا الأسبوع |
Bu hafta temizlediğimiz 2. kasaba. Ama çareler tükendi. | Open Subtitles | ثان بلدة في هذا الأسبوع ولكن ليس لديّ خيارات أخرى |
Şimdilik. Belki sadece Bu hafta batmayacaksınız. | Open Subtitles | للوقت الحالي، ربما لن تفلسوا في هذا الأسبوع |
O yüzden bir daha mırın kırın etmeyin, Bu hafta olmaz. | Open Subtitles | لذلك لا احد سيغير رأيه ليس في هذا الأسبوع |
Bu hafta hainliklere ve dedikoduya son vereceğiz ve bütün enerjimizi birlikte çalışmaya yönlendireceğiz. | Open Subtitles | الآن ، في هذا الأسبوع انتهينا من الطعن في الظهر و النميمة وسنوجه كل تلك الطاقة في عملنا معا |
Bu hafta seninle takılmak bu duyguyu tekrar yaşattı. Keşke Lynette yarın eve gelmese. | Open Subtitles | والآن في هذا الأسبوع معك لقد عاد أتمنى لو أن لينيت لن تعود غدا |
Ve şimdi haftanın galibini tanıtmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | و الأن بكل فخر, أقدم لكم الفائز في هذا الأسبوع. |