Bu kış, geceleri buraya geleceğim, birlikte dokuyacağız. | Open Subtitles | في هذا الشتاء سآتي الى هنا في المساء و سننسج سويةً |
Bu kış nasıl hayatta kalacağız bilmiyorum. | Open Subtitles | إنني لا أفهم كم سنبقى أحياء في هذا الشتاء |
Biliyorsun, eğer işler zorlaşırsa Bu kış hep bir yardımcıya açığım. | Open Subtitles | إذا أصبحت الأمور صعبة, أستطيع أن أستخدم بعض المساعدة الإضافية في هذا الشتاء |
Bal arılarım hala bir nektar akışı olduğunu düşünürse kışı atlatır anca. | Open Subtitles | نحلاتي ستنجو فقط في هذا الشتاء لو أنها ظنت أن الرحيق لا يزال متدفق |
Bu kış beş kuruşsuz kalacağım ve evimizi satmak zorunda kalacağız. - Her kış bunu söylüyorsun. | Open Subtitles | سأتعرض للخسارة في هذا الشتاء وسنبيع المنزل |
Bu kış açacakları tatil köyü için 3, 11, 21, 29 ve 39 numarayı istiyorlar. | Open Subtitles | بالنسبة الى المنتجع سوف يفتحوه في هذا الشتاء 39 |
Bu kış büyük bir kar yağacak. İyiki sana ısrar etmişim. | Open Subtitles | نحن حصلنا على تساقط كثيف للثلج في هذا الشتاء لذلك انا سعيد و اصررت |
Ailene Bu kış et getirmem. | Open Subtitles | لن أجلب لعائلتكِ أي لحم في هذا الشتاء |
Kötülük Bu kış doğmadı yaratıldı. | Open Subtitles | لمْ يولد الشرّير في هذا الشتاء بل صُنع |
Nereye gideceğiy Bu kış kıyamette,ölürüz. | Open Subtitles | ! أين سنذهب في هذا الشتاء سنموت |
Ve bu kasvetli kışı neşelendirecek yeni elbiseler ve dans eşliğinde çılgın bir parti. | Open Subtitles | وحفلة جميله مع الفساتين و الرقص لتجلب لنا البهجه في هذا الشتاء الموحش |
Ama bak en azından, bu kışı için anlatacak hikayemiz oldu. | Open Subtitles | ... أجل، وأقول لك أيضاً بأنّني واثق بأنّ لديّ بعض القصص لأرويها في هذا الشتاء |