Ve biz bir şeyi okunaksız hale getirdik. Ve bu yarattığımız dünyada gerçekten neler olup bittiğini tamamen kaybettik. | TED | نحن نقدم شيئاً .. غير مقروء .. لقد فقدنا ادراكنا لما يجري في هذا العالم الذي يدور من حولنا |
Bizim için ne gibi ilginç sorular olabilir ki yabancıların olmadığı bu dünyada? | TED | ما الأسئلة المشوقة التي تنتظرنا في المستقبل في هذا العالم الذي بلا غرباء؟ |
Bu dünyada sevdiğim tek şey sensin, Marnie. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد في هذا العالم الذي أحببته |
Elizabeth, başkalarının fikirlerine saygı gösterip paylaşmayı bilmediğimiz şu dünyada, kendi düşüncelerimizle yaşamaya mahkumuz. | Open Subtitles | حيث أنه , يااليزابيث من المستحيل في هذا العالم الذي نعيش فيه أن نتسامح مع الاخرين يمكننا دائما أن نتسامح مع أنفسنا |
Lütfen Elızabeth. Yaşadığımız dünyada başkalarının duygularını anlamamız imkansızdır. | Open Subtitles | من المستحيل في هذا العالم الذي نعيش فيه أن نتسامح مع الاخرين |
Aynısını sana yapmamam için bu dünyada hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | وليس هناك اي سبب في هذا العالم الذي يمنعني من فعل نفس الشيء لك. |
O, bu dünyada beni gerçekten seven ve bu kazanın benim suçum olmadığına inanan tek insan. | Open Subtitles | إنه الشخص الوحيد في هذا العالم الذي يحبني حقاً و الشخص الوحيد الذي يصدق بأن الحادث لم يكن خطئي |
O, dünyada beni gerçekten seven tek kişidir. | Open Subtitles | إنه الشخص الوحيد في هذا العالم الذي يحبني بصدق |
dünyada bir başına kalan tek insan sen misin? | Open Subtitles | هل انت الشخص الوحيد في هذا العالم الذي خُيبَ طنه؟ |
Bu dünyada insanların her zaman ihtiyaç duyduğu tek şey sevgidir. | Open Subtitles | الحب هو شيء واحد في هذا العالم الذي سيحتاجه الناس على الدوام. |
Sözünü hâlâ tutabilirsin, hâlâ birlikte olabiliriz. Tam burada. Yarattığımız dünyada. | Open Subtitles | ما يزال بإمكاننا أن نكون معاً هنا، في هذا العالم الذي بنيناه معاً |
Sana yaşadığımız dünyada hassas insanlara yer olmadığını söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لإخبارك أن في هذا العالم الذي نعيش فيه ليس هناك مكان للشخص الهش. |
# Yalandan yüzüme gülen dünyada | Open Subtitles | في هذا العالم الذي يصنع الأبتسامة الزائفة في وجهك |
# İrengi gözümde solan dünyada | Open Subtitles | في هذا العالم الذي يأخذ ألوانة من السماء |
Han'fendi, bu çocuk bu dünyada sadece beni ilgilendirir. | Open Subtitles | سيدتي، هذا الصبي هو الشيء الوحيد في هذا العالم, الذي يهُمني |
Gördüğüm kadarıyla, bu dünyada değer verdiği tek şey sen kaldın. | Open Subtitles | وعلى قدر ما نعرف، أنت الشخص الوحيد المتبقي في هذا العالم الذي يهتم لأمره |
Ancak içinde yaşadığımız dünyada hayatta kalmak için bir taraf seçmek zorundasın. | Open Subtitles | ولكن في هذا العالم الذي نعيش فيه، من أجل البقاء على قيد الحياة، عليك القيام بأختيار جانب. |
Senin yarattığın bu dünyada varolmayan bir aşkın düşü için. | Open Subtitles | لِحُلمِ الحُبْ... لأنه لا يمكن له أن يوجد في هذا العالم الذي خَلقتوه |
Bugün yaşadığımız dünyada... | Open Subtitles | في هذا العالم الذي نعيش فيه الآن |
Ama yine de istediği herşeye sahip olabileceği bir dünyada yaşıyor. | Open Subtitles | و لكنها تعيش في هذا العالم الذي تعتقد بأنها -تستطيع الحصول على كل شيء -نعم , اذن هناك نمط مستمر هنا يا نك |