Ama Bu durumda hastanın bağımlı olduğu ilaç değildir. | TED | لكن في هذه الحاله ليس المريض هو الذي يعتمد علي العلاج |
Bu durumda fabrika satılır ve, elde edilen para dul eş ve çocuklara kalır. | Open Subtitles | في هذه الحاله .. المصنع يصبح مباعاً و المال يذهب إلى الزوجه و الأبناء. |
Bu durumda, sana söylemeyi unuttuğum ve yapmak zorunda olduğum bir iş var. | Open Subtitles | .. حسناً ، في هذه الحاله هناك شئ علي ان اقوم به الليله ، نسيت ان اقول لك هذا |
Peki, O halde aynı anne elinin sıcacık okşaması gibi. | Open Subtitles | اوه, في هذه الحاله انه كلمسة دافئة من يد الأم |
Kusursuz bir holografik değişim cihazı, Bu olayda Albay O'Neill'ı kopyalayan bir cihaz. | Open Subtitles | الأداة قادرة على إنشاء تمويه هولوغرافي ثلاثي الأبعاد دقيق في هذه الحاله , قلدت صورة الكولونيل اونيل |
Alteran'lar onu kullanmanın ahlaki olmadığını düşünmüş olmalı, yoksa Bu durumda olmazlardı. | Open Subtitles | من الواضح أن ألتيرانز لا يعتقد من الناحية الأخلاقية الحق في أستخدامها او اننا لن نكون في هذه الحاله |
Eğer Bu durumda kendini zorlarsa, ...24 saat sonra geldiğimizde çok daha ciddi bir durumla karşılaşacağız. | Open Subtitles | اذا أرهقت نفسها في هذه الحاله سوف نعود ثانية بعد 24 ساعه وسننظر في حالة أخطر |
Bu durumda üzgünüm, bütün gün birileriyle çalışacağım. | Open Subtitles | في هذه الحاله أعتذر كنت مشغوله طول اليوم |
Dürüstlük en iyi prensip olabilir fakat Bu durumda herkesin diskalifiye olmasına neden oldu. | Open Subtitles | إن أفضل سياسه هي الصراحه ولكن في هذه الحاله تم رفض الجميع وإبعادهم ومنحتني فرصه أيضاً |
Bu durumda koku akrebin iğnesini sallayacağı zaman karıncaların savunma mekanizmasını deveye sokar. | Open Subtitles | في هذه الحاله وهذا النمل اثارت تلك الرائحه آلية الدفاع عندما هددت خلية النحل من العقرب |
Bu durumda, bizim şu an soluduğumuz insan kokusu ve onu öldüren gazın kokusudur. | Open Subtitles | والذي سوف يسبب في انبعاث روائح مميته في هذه الحاله نحن نشم مزيج من الروائح البشريه |
Bu durumda, sana doğrulukta meydan okuyorum. | Open Subtitles | إذا ، في هذه الحاله أنا أتحداك حول الحقيقه |
Ancak Bu durumda rahatlıkla söyleyebilirim ki bu ilişki, terminolojiye göre mumun yanan ucu gibi. | Open Subtitles | لكن .. اه في هذه الحاله للأمانه ان في هذه العلاقه |
Bu durumda kendimizi korumamız ve... ve arkamızdan iş çevirmememiz gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | ولكن في هذه الحاله ، يجب ان نحمي انفسنا وهذا يعني ان نتخلص منه |
Bu durumda yaptığım işi bırakayım ve sözlerine kulak vereyim. | Open Subtitles | في هذه الحاله علىَّ أن أدعَ ما في يدي وأُذعنُ لما تُريد |
Bu durumda ginilerinizi geri vermem gerek. | Open Subtitles | في هذه الحاله لعلي سأرجع لكم الجنيهات التي اعطيتوني اياها |
İnan bana öyle olsa şu an Bu durumda olmazdık. | Open Subtitles | ثق بي لو هذا ما حدث لن نكون في هذه الحاله |
Bu durumda ülkeler arası bir anlaşmazlık yok. | Open Subtitles | في هذه الحاله لا يوجد حرب بين دوله معينه واخرى |
O halde, hakkını vermemi ister misin? | Open Subtitles | حسنا, في هذه الحاله , سأتاكد بأن يتم على نحو جيد |
Biliyor musun, O halde bunları Kevin'ın Partileri Serisi yapalım. | Open Subtitles | مهما يكن انا على قدر من الامل انها ارسلت حقا ؟ في هذه الحاله دعونا نفعل مثل سلسله حفلات كيفين |
Bu olayda da, henüz okula gitmeyen çocuklara yapılıyor. | Open Subtitles | و في هذه الحاله سنفعلها بالطريقه التقليديه. |