ويكيبيديا

    "في هذه الصورة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bu resimde
        
    • bu fotoğrafta
        
    • Bu fotoğraftaki
        
    • bu resme
        
    • Bu resimdeki
        
    • O resimde
        
    • Bu resimlerde
        
    • Fotoğraftakiler
        
    • bu resim
        
    • resim ile
        
    bu resimde görülen her ışık bir yıldız değil galaksidir. Open Subtitles كل نقطة ضوء في هذه الصورة ليست نجم ولكن مجرة.
    Ve yaklaştığınızda içerisinden atlayabilmeniz için açılabilir, bu resimde görebildiğiniz gibi. TED وتستطيع أيضاً التقرب منها ، وستفتح لك مثل البوابة تجعلك تقفز من خلالها كما ترون في هذه الصورة.
    Tokyo şehrinin siluetinin görüldüğu bu resimde en yeni gezegen avcısı uzay teleskopu Kepler Mission'dan elde ettiğimiz bazı veriler gizli. TED في هذه الصورة لأفق طوكيو، قد أخفيت بيانات من أحدث تلسكوب فضائي للتفتيش عن الكواكب قريب منا، بعثة كيبلر.
    Ben temelde, yerden 15 metre yukarıda duran bir sokak fotoğrafçısıyım ve bu fotoğrafta gördüğünüz her şey, aslında aynı günde gerçekleşti. TED أنا في الأساس مصور الشارع من ارتفاع 50 قدماَ في الهواء، وكل شيء ترونه في هذه الصورة حدث فعلاَ في هذا اليوم.
    bu fotoğrafta da, zamanı bir dama tahtası gibi kullandım. TED لذلك قررت أن أجعل الوقت كمربعات الشطرنج في هذه الصورة.
    Bu fotoğraftaki kız, hani şu seks yapmak için para ödediğin -- Open Subtitles الفتاة التي في هذه الصورة التي دفعت لها حتى تتمكن من مضاجعتها
    Mesela bu resme bakin. TED انظر ، على سبيل المثال ، في هذه الصورة.
    bu resimde gördüğünüz her şey yaşayan organizmalardır. TED كل ما ترونه في هذه الصورة هو كائنات حية.
    bu resimde, fark edeceksiniz, patlama genişliyor. Bu bir nokta değil. TED في هذه الصورة, ستلاحظ أن الانفجار متوسع. و ليس بنقطة
    Saçma bir şeyler? Olmayacak bir şeyler? bu resimde yanlış bir şeyler? TED غير طبيعي ؟ شاذ ؟ أهناك شيء خاطئ في هذه الصورة التي ذكرتها؟
    Ama, neyse, burası büyüdüğüm yerdi, Seattle’deki bu küçük tofu fabrikası, ve şuna benzer bir şeydi: küçük bir oda, büyüdüğüm yer. bu resimde burada büyüğüm. TED لكن على كل حال، هكذا نشأت، في مصنع التوفو هذا في سياتل، و كانت عبارة عن: غرفة صغيرة حيث نشأت، لقد كنت كبيرا في هذه الصورة.
    bu resimde üç yaşında, birlikte son resmimiz. Open Subtitles انها بعمر الثالثة في هذه الصورة آخر صورة لنا معاً
    bu resimde 3 aylıktın. Annesi seni gözünden bile sakınırdı. Open Subtitles كان عمرك 3 شهور في هذه الصورة لم تستطع أمك أن ترفع عينيها عنك
    Beni çok rahatsız eden bu fotoğrafta durumun ne kadar vahim olduğu görülüyor. TED في هذه الصورة المربكة لي إنها صورة تجلبنا كم هو الموقف أليم حقاً.
    bu fotoğrafta gecekondu bölgesinde sinirli bir topluluk onu çevreliyor. TED في هذه الصورة حشد معاد في الأحياء الفقيرة المحيطة به.
    bu fotoğrafta veya ailede yer almak isteyen biri var mı? Open Subtitles ألا يريد أحدكم أن يكون في هذه الصورة أو هذه العائلة؟
    Dolayısıyla Bu fotoğraftaki beyaz madde, karanlık maddedir. TED لذا فهذه الاشياء التي لونها ابيض في هذه الصورة هي المادة السوداء.
    Bu fotoğraftaki 4 kişiden 3'ü hâlâ yaşıyor. Open Subtitles أتعلم؟ ثلاثة من أربعة أشخاص في هذه الصورة لا يزالون أحياء
    bu resme bakacak olursanız çok fazla karanlık ve beraberinde bazı parlak nesneler göreceksiniz. TED اذا نظرت في هذه الصورة سترى الكثير من الظلام المصحوب ببعض الاجسام المضيئة.
    Bu resimdeki adamın hikayesini anlatayım. TED الشخص في هذه الصورة هنا، سأخبركم عن قصته.
    Liseden mezun olmuş 15 yaşında O resimde. Open Subtitles لقد تخرج من المرحلة الثانوية، بعمر 15 في هذه الصورة.
    Bu resimlerde köprü daha hoş görünmekte. Open Subtitles في هذه الصورة... الجسر يبدو احسن. هذا يعني ان الصور...
    "Bu Fotoğraftakiler halam Yolanda Wolstein... Open Subtitles في هذه الصورة أدركت عمّتي "إسمها "يولندا فولشتاين
    bu resim size bulanık koca bir leke gibi görünüyor olabilir, ama aslında beni bu konuda çok heyecanlandıran resimlerden biri doğru yolda olduğumuzu hissetmemi sağladı. TED و في هذه الصورة, التي تبدو كبقعة لك, هي حقا الشئ الذي جعلني مندهشا بهذا و جعلني أشعر كأنني على خط السير الصحيح.
    bu resim ile ilgili sevdiğim şey konseptlerden meydana gelmiş olmasıdır, dünya görüşlerimizi inceliyor ve bize -- yada en azından bana -- başkalarının nasıl düşündüklerini görme imkanı sağlıyor, onların nerelerden geldiklerini görme imkanı. TED ما يعجبني في هذه الصورة هو أنّها تتكوّن من مفاهيم، إنّها تستكشف وجهات نظرنا وهي تساعدنا على -- تساعدني أن شخصيّا على أي حال -- على معرفة ما يعتقده الآخرون، لنرى من أين هم قادمون.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد