İçeride ona uygun bir hanım olduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | حسنا ، كيف يمكنك أن تعرف أن هناك سيدة في هناك بالنسبة له ؟ |
Bir düzine çocuk sığar oraya. Hatta yarısı kaybolur içeride. | Open Subtitles | هل يمكن أن يكون نصف دزينة الاطفال في هناك. |
İçeride üzerime atlayacak biri var mı? Birkaç saniyen varsa, Cheanie'nin seni neden öpmek istememiş olabileceği ile ilgili bazı düşüncelerim var. | Open Subtitles | هناك أي واحد في هناك مَنْ يَقْفزُ إلى الخارج عليّ؟ |
Söyleyin, güzel bayanlar, aşağıda bir oraya bir buraya koşan iki küçük sevimli fare gördünüz mü? | Open Subtitles | قولوا لي أيتها السيدات الجميلات هل شاهدتوا فأرين يركضان في هناك بالأسفل؟ |
Şimdi oyun bitti. Onu içeri atın. | Open Subtitles | الآن , اللعنه هو، اللعبة إنتهت إحصلْ عليه في هناك |
Orada bir yerde kötü bir haber olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت كان هناك البعض الأخبار السيئة في هناك في مكان ما. |
ordaki deri ceketli oğlan orda mı acaba ? | Open Subtitles | سترة جلدية في هناك معي في وجود وأتساءل؟ |
İçeride kolej günlerimden kalma fotoğraflar var. | Open Subtitles | هناك صور لي التجديف كلية الطاقم في هناك. |
- İçeride çıplak bir fahişe olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق هناك عاهرة عارية في هناك. |
Tamam, peki, acele etmelisiniz çünkü içeride ölüyorum. | Open Subtitles | حسنا، حسنا، انت يجب امرنا لأنني أموت في هناك. |
İçeride bulunmanın ona herhangi bir yardımı olmaz. | Open Subtitles | وهي خائفة، ستان. هل يجري في هناك لن يساعد. |
Ama çocuklarım içeride. | Open Subtitles | لكن اطفالي هم في هناك يحتفلون بعيد ميلادهم |
Cutler, içeride çalan başka bir telefon var. | Open Subtitles | كاتلر ، وحصلنا على هاتف آخر رنين في هناك. |
Kaptu açıp içeride neler olduğuna bakalım. | Open Subtitles | موسيقى البوب ? في غطاء محرك السيارة, ونرى ما يطرق حولها في هناك. |
Bak, içeride birçok yaralı var. | Open Subtitles | انظروا، هناك الكثير من الناس يصب في هناك. |
Bu sadece kadını onun oraya koyduğunu gösterir. | Open Subtitles | ذلك يشير ضمنا إلى أنّ هو فقط كان الواحد الذي وضعها في هناك. |
Geçen hafta, ondan saklanmak için Tuvalet kabinine saklandım oraya girdiğimde halihazırda | Open Subtitles | للإبتِعاد عنها، وكان هناك ثلاث نِساءِ أخرياتِ في هناك. |
Ve sonra sen içeri dalıp Frank'i bir güzel korkutacaksın. | Open Subtitles | وبعد ذلك تُدينُ في هناك ويَعطي فرانك a خوف جيد. |
Orada bir sürü boş yer olduğu kesin. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال، هناك الكثير من المساحة الفارغة في هناك. |
Yani burada dışarda olacaksın, ve bende içerde yanlız olacam ? | Open Subtitles | لذا أنت سَتصْبَحُ خارج هنا، وأنا سَأكُونُ في هناك لوحده؟ |
Arabanın içinde hareketlerimi yapamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ أعْمَلُ أيّ حركاتِي في هناك. |