"في وجهي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• suratıma
• yüzüme karşı
• Bana bir
• de bana
• Yüzümde bir
• - Bana
• - Yüzüme
• baktı
• da bana
• yüzüme bir
• Benim yüzüme
• gözümün içine
• yüzüme vurmak
• sonra yüzüme

Şimdi lütfen birisi nezaket gösterip de suratıma vuracak mı?
والآن, هلاّ تكرّم أحدكما وقام بلكمي في وجهي, أرجوكم ؟

Ben sana zeytin sepetiyle yaklaşıyorum. Sen ise sepeti suratıma atıyorsun.
أحس كما لو أنني أقدم لك سلة الزيتون فتبصق في وجهي

Öyleyse ofisimde karşıma geçip yüzüme karşı yalan söyledin demektir.
لأن هذا يعني أنك جلست في مكتبي وكذبت في وجهي.

Evet, yüzüme karşı yalan söylerken bunu ziyadesiyle belli etmiş oldun.
أجل، لقد أوضحت هذا بشكل كاف عندما كذبت علي في وجهي.

Bu piçin annesinin Bana bir tüfek doğrulttuğunu duydunuz mu?
هل سمعتم أن والدة هذا العاهر رفعت بندقيتها في وجهي اليوم؟

Yemek yiyecek durumda değilim. Bir de herşeyin üstüne, annem de bana kızdı.
كنت تعرف على أعلى من كل شيء ، أمي غاضبة في وجهي ،

Yüzümde bir şeyler uçacaksa, bedava güzel bir kaburga yerim daha iyi.
أقصد إذا كان هناك شيء سيطير في وجهي فمل الأفضل أن أخرج بضلع رئيسي منه.

Bu yüzden babası onun kahramanı benimse suratıma telefon kapanıyor.
ولهذا والدها يُعد بطلاً و أنا تُغلق السمّاعة في وجهي

Hey, suratıma silah dayayıp beni kaçırdın, herhalde yakalanmanı isteyecektim.
حينما صوّبتَ سلاحاً في وجهي واختطفتني كنت أريد القبض عليك

Tarlamdakileri yemek ve suratıma gülmek için onca yoldan gelirler.
يأتون من أميال بعيدة لكي يأكلون من حقلي و يضحكون في وجهي فقط

O yüzden, umarım hissettiklerinizi yüzüme karşı da söylemekten çekinmezsiniz.
إذن آمل أن تكونوا مرتاحين لإخباري بمشاعركم في وجهي مباشرة

En azından bir kaltakla görüştüğünü yüzüme karşı söyleyebilirdin! Telefonun sesini duyuyorum, Tony!
كنت على الأقل تستطيع إخباري في وجهي بحقيقة عاهرتك أسمع هذا يا توني

Tamam, söyleyin. yüzüme karşı söyleyin!
حسنا , هيا أعطوني ما لديكم , قولوه في وجهي

Bu Bana bir taş olamaz.
حسنا، هذا لا يمكن أن يكون رصاصة واحدة في وجهي.

Bunu sen değil de bana yumruk atmamış biri söylese iyi olabilirdi.
ذلك سوف يكون رائعاً لو انه لم يأتي من شخص لكمني للتو في وجهي

Sonra Yüzümde bir esinti hissettim. Kapıya döndüm.
ثم شعرت بالريح تهب في وجهي إستدرت للباب

- Bana bir 74 Latour 'muşum gibi bağırmasını istemedim.
لم أكن أريد له أن يبدأ في الصراخ في وجهي وكأنني بعض '74 اتور.

- Yüzüme bak ve gitmemi söyle. - Canımı acıtıyorsun.
انظري في وجهي واطلبي مني الرحيل - انتِ تؤلميني -

Annem 33 yıl boyunca bana dik dik baktı, bunu biliyor muydun?
إنها كانت تحدق في وجهي لـ 33 عاماً ، هل تعرف ذلك؟

Ancak o zaman eve gidebilirim, o da bana bağırır.
،عندها يمكنني العودة للمنزل حتى يمكنها أن تصرخ في وجهي

Cumartesi geceleri bir kızın altı tane ele ihtiyacı var ve çok da sıcak. yüzüme bir bak.
الفتاة تحتاج 6 ايدي في ليلة السبت ولاتزال لاتكفي والجو حار جدا انظر في وجهي

Sana çok kıymetli avakadomun yarısını ikram ediyorum, ve sen onu Benim yüzüme fırlatıyorsun.
أني قد عرضت عليك نصف ما أملك من الأفوكادو اللذيذ و أنت قمت بصدي و رميه في وجهي

Sen de küstahça elimi sıkıp gözümün içine bakarak yalan söyledin.
وأنت لديك الجرأة للإمساك بيدي والنظر في عيني والكذب في وجهي

Hayatın mükemmel olana kadar bekleyip yüzüme vurmak için iblisleri buraya mı yolladın?
وهل انتظرت حتي أن تصبح حياتك مثالية وبعدها ترسل الشيطان إلي هنا حتي يمكنك أن تلقيه في وجهي

Ondan sonra yüzüme galiba üç kez vurdu.
وهكذا كان يسدد لي اللكمات في وجهي لثلاث مرات