Kardeşimin ölümünü bir yıldan uzun süre araştırdım. | Open Subtitles | لقد كنتُ أحقّق في وفاة أخي الصغير لأكثر من سنة |
Siz de her denizcimizin ölümünü NCIS'in araştırdığını anlamalısınız. | Open Subtitles | عليك أن تفهم أن الشعبة تحقق في وفاة كل جندي تابع للبحرية الأمريكية. |
Çünkü o önemli konular listesinde bulunan nişanlısının ölümünü araştırmak için yeniden polis soruşturması başlatılması konusu seni harekete geçirdi. | Open Subtitles | لان من الموضيع الي في الاقترحات اقتراح اعادة فتح تحقيقات الشرطة في وفاة خطيبته. |
George Irving cinayetini araştıran ekip şimdi de Eddie Arceneaux'nun ölümünü soruşturuyor. | Open Subtitles | فرقة التحقيق والقتل يعملون على قتل جورج إيرفينق والآن نحقق في وفاة إيدي إيرنكسنس |
Bunca yıl sonra, eşinin kız kardeşinin kardeşinin ölümüyle bir ilgisi olduğunu bulmak... | Open Subtitles | بعد كلّ تلك السنوات، أدركت أنّ أخت زوجتك قد تكون مُتورّطة في وفاة أخيك. |
Kuruma rapor ediyoruz ki, günün birinde bu adamın ölümüyle ilgili bilgiye ihtiyaç duyulduğunda işimizi yaptığımız ortaya çıksın. | Open Subtitles | حين ينظر شخص ما في وفاة هذا الرجل وسيرى بأنّنا أدّينا واجبنا |
HIV insanlığın tanıştığı en yıkıcı hastalıklardan biri ve milyonlarca ölüme sebebiyet verdi. | TED | حيث تسبّب هذا الفيروس في وفاة الملايين كما أنّه يُعدّ من أشدّ العلل المدمّرة التي عرفتها البشريّة. |
Oğlumun ölümünü araştırırsanız, suçu üstleneceğim. | Open Subtitles | سوف أعترف ، طالما أنك سوف تبحث في وفاة أبني |
Bir Donanma subayının ölümünü soruşturuyoruz. | Open Subtitles | نحن نقوم بالتحقيق في وفاة ضابط في البحرية. |
Patronunuzun dul eşi ve İngiliz Hükümeti adına bağımsız olarak ölümünü araştırıyorum. | Open Subtitles | أنا هنا للتحقيق في وفاة رئيسك بالعمل بشكل مستقل بالنيابة عن أرملته والحكومة البريطانية |
Bir araştırma bilim adamının ölümünü araştırmamız istendi ve anıları çökmeden önce sadece 48 saatimiz var. | Open Subtitles | هذا سيئ جدًا ، لقد تم طلبنا أن أن ننظر في وفاة عالم أبحاث و لدينا فقط ثمانية و أربعون ساعة قبل أن تتدهور ذاكرته |
Amerika'dan gelen bir özel dedektif babasının ölümünü araştırırken onu neredeyse yakalayacaktım. | Open Subtitles | إقتربت من القبض عليها تقريباً عندما أتى محقق خاص من "أمريكا" للتحقيق في وفاة والدها. |
Babanın ölümünü araştıran federal ajanım. | Open Subtitles | أنا عميلة فيدرالية تحقق في وفاة والدكِ. |
Çünkü Smith'in Mike Kennedy'nin cinayetini eşelemesinden zarar görecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | لأنّ الوحيد الذي سيتضرّر بسبب بحث (سميث) في وفاة (مايك كينيدي) هو أنت |
Onun ölümüyle bir ilgisi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اظن انها قد تكون السبب في وفاة تشاك |
İlk önce Kemble'ın ölümüyle ilgili tam bir soruşturma yapılacak. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك كامل التحقيق في وفاة وKemble. |
Örneğin, kızamık daha 1990'da 4 milyon ölüme neden oluyordu, şimdi ise bu sayı 400,000'in altında. | TED | فعلى سبيل المثال, تسبب مرض الحصبة في وفاة أربعة ملايين وذلك إلى عهد قريب في عام 1990 والآن انخفضت إلى أقل من 400.000 |
Bunun söylerken üzgünüm, Ama,Onun ölümündeki esas Şüpheli babandı. | Open Subtitles | يؤلمني أن أخبرك, لكن المشتبه بهِ الرئيسي في وفاة والدتك كان أبيكِ. |
Neden bir baba kızının ölümü hakkındaki soruşturmanın tekrar açılmasını istemez ki? | Open Subtitles | لماذا لايريدُ الأب أن يفتح التحقيق في وفاة إبنته؟ |
Çiçek hastalığı, geçen yüzyılda yarım milyardan fazla insanın ölümüne neden oldu ve artık aramızda yok, bu konuda en son ne zaman endişelendiniz? | TED | و لكن متى كانت آخر مرة أقلقك مرض الجدري, المرض الذي تسبب في وفاة نصف بليون فرد في القرن الماضي و قد إختفى الآن؟ |