Sabahın erken saatlerinde Kaptan James Wheeler'dan bir mesaj aldık. | Open Subtitles | في وقت مبكر هذا الصباح تلقينا رسالة الكابتن جيمس ويلر. |
Mojave çölünde vurulan ve Barstow'daki Mercy hastanesi yoğun bakımına alınan bir otoyol devriye polisi Sabahın erken saatlerinde, dün Las Vegas'ta çalınan bir aracın yanında bulundu. | Open Subtitles | A دوريات الطرق السريعة على قائمة حرجة في مستشفى الرحمة، بارستو، بعد تبادل لإطلاق النار في صحراء موهافي. وعثر عليه في وقت مبكر هذا الصباح قرب سيارة مسروقة في لاس فيغاس أمس. |
Sabahın erken saatlerinde. | Open Subtitles | في وقت مبكر هذا الصباح. |
Ve çaktırma ama onu bu sabah erkenden aldılar. | Open Subtitles | طي الكتمان. أخذوه في وقت مبكر هذا الصباح |
bu sabah erkenden kalktım ve... | Open Subtitles | أوه، حسنا، هذا هو السبب في أنني استيقظت في وقت مبكر هذا الصباح |
Oyuncakçı olarak da bilinen Winslow P. Schott, Sabahın erken saatlerinde ceza evinden kaçtı ve bir gündüz kreşindeki çocukları rehin aldı. | Open Subtitles | ...(وينسلو بي شوت) المعروف بـ(تويمان) هرب من السجن ...في وقت مبكر هذا الصباح ومضى في إحتجاز عدة أطفال... |
Oyuncakçı olarak da bilinen Winslow P. Schott, Sabahın erken saatlerinde ceza evinden kaçtı ve bir gündüz kreşindeki çocukları rehin aldı. | Open Subtitles | ...(وينسلو بي شوت) المعروف بـ(تويمان) هرب من السجن ...في وقت مبكر هذا الصباح ومضى في إحتجاز عدة أطفال... |
Eşi, bu sabah erkenden onun kayıp olduğu ihbarını yaptı. | Open Subtitles | زوجته أبلغت عن فقدانه في وقت مبكر هذا الصباح.. |