İkinizin silahı almak için mücadele ettiğini onu yakın mesafeden göğsünden vurduğunu ve silahı onun eline koyduğunu görmüş. | Open Subtitles | ورأى أنكما قد تشاجرتما وأنك أطلقت النار عليها في منطقة قاتلة في صدرها ووضعت المسدس في يدها |
Venessa ilişkimi öğrendi. eline bıçağı vermek dışında her şeyden ben sorumluyum. | Open Subtitles | فنيسا علمت عن علاقتي لقد فعلت كل شيء لكي أضع السكين في يدها. |
Elinde bir matkapla, kendi evinde, kilitli bir şekilde. | Open Subtitles | في شقتها المغلقة , كما تعلمين . مثقاب في يدها |
Ha-hayır,orada arkada Elinde bir sandviçle ayakta duruyordu. | Open Subtitles | كانت واقفه هناك ممسكه بشطيره في يدها |
Geri geldiğimdeyse Oksana yerde yatıyordu ve tüm elmaslar elindeydi. | Open Subtitles | وعندما عدت وجدت أوكسانا ملقية على الأرض وكانت كل الماسات في يدها |
Sen de suçlu olmayan bir kadına yalan söyleyerek kadının sırtına büyük bir yük bindirmiş oldun. | Open Subtitles | بأنك قد كذبت على أمرأة ليست مذنبة حيال ما كنتَ تعطيها من علاج في يدها |
- İlk kurbanın elinde tuttuğu parçaya bire bir uyuyor. | Open Subtitles | ومن وجود تطابق كامل ما لدينا مركز فيينا الدولي الأول قد مضمومة في يدها. |
eline boya fırçasını aldığı zaman ondan mutlusu yoktu. | Open Subtitles | ما كانت تغمرها السعادة مثلما تغمرها عندما تكون فراشي الألوان في يدها. |
Hamurun içine dağılıp sonra da kadının kanlı tükürüğüyle eline çıkardığı şanslı kolye mi? | Open Subtitles | الذي يه اللآلئ جالبة الحظ التي تحطمت فوق الخليط وتلك المرأة والتي بصدقتها في يدها مختلطة مع اللعاب والدم؟ |
Patiğini çıkartıp, ciddi ciddi bir şeyler düşünüyormuş gibi eline baktığını gördüm. | Open Subtitles | رأيتها تخلع حذائها وكانت تنظر في يدها وتفكر جيداً |
O yüzden ışığı kapatıp kadının eline vermiş. | Open Subtitles | حتى انه اطفأ النور ووضعها في يدها. |
Şuna bak. eline cam batmış. | Open Subtitles | انظرا، هناك قطعة زجاج في يدها |
sağ Elinde bir melek, hatırladın mı? | Open Subtitles | على شكل ملاك في يدها اليمنى, أتذكرين؟ |
Annesi banyoda Elinde bir silahla ve duvarda beyin parçalarıyla buluyorsun hiç de uzun yıllar sayılmaz. | Open Subtitles | تجد امك مع مخها متناثرا على حائط الحمام و بمسدس في يدها, و لا يكون ذلك ابدا "منذ عده سنين |
- Elinde bir el bombası vardı. | Open Subtitles | كانت تحمل قنبلة يدوية في يدها |
- Elinde bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئاً في يدها. |
- Elinde bir şey var. | Open Subtitles | لديها شيء في يدها |
Nasıl oldu da o zamanlar yönetim elindeydi de şimdi roller değişti? | Open Subtitles | ثم كيف تراجع واصبحت القيادة في يدها وعكست الادوار بينهم |
Darkhold önceki modelinizin elindeydi. | Open Subtitles | الموديل الخاص بك كان حاملًا لكتاب الداركهولد في يدها |
- Darkhold önceki modelinizin elindeydi. | Open Subtitles | الموديل السابق الخاص بك حصل على الداركهولد في يدها |
Sen de suçlu olmayan bir kadına yalan söyleyerek kadının sırtına büyük bir yük bindirmiş oldun. | Open Subtitles | بأنك قد كذبت على أمرأة ليست مذنبة حيال ما كنتَ تعطيها من علاج في يدها |
Ve onun için, çocuğuna duyduğu sevgi, elinde tuttuğu telefon kadar gerçek. | Open Subtitles | وبالنسبة لها, حُبّها لولدها حقيقي مثل حقيقة التلفون الذي في يدها |