Sessiz, acısız ağzımın kenarında çikolata parçalarıyla. | Open Subtitles | بشكل هادئ، بشكل غير مؤلم، البوب الحلوى الشوكولاتيةِ إلتصقتْ إلى زاويةِ فَمِّي. |
ağzımın suyu akardı. | Open Subtitles | اللعاب كَانَ يُسيل خارج فَمِّي |
Bu düşüncelerle kelimeler ağzımdan çıkıverdi... o kızcağız ise sessizce dinliyordu... | Open Subtitles | بهذا الفكرِ، الكلمات سقطت من فَمِّي... وتلك البنتِ الطيبة استمعت لي بشكل صامت... |
Bu düşüncelerle kelimeler ağzımdan çıkıverdi... o kızcağız ise sessizce dinliyordu... | Open Subtitles | بهذا الفكرِ، الكلمات سقطت من فَمِّي... وتلك البنتِ الطيبة استمعت لي بشكل صامت... |
Ama kiraz o sırada benim ağzımdaydı. | Open Subtitles | الكرز كَانَ في فَمِّي في ذلك الوقت. |
Onun dili benim ağzımdaydı ve sen içeri girdin. | Open Subtitles | Uhm، لسانها كَانَ في فَمِّي وبعد ذلك مَشيتَ في. |
Prenses, ağzımı sulandırıyorsun. | Open Subtitles | الأميرة، أنت تَجْعلُ ماءَ فَمِّي. |
Dilin ağzımın içinde yılanbalığı gibi hareket ediyordu. | Open Subtitles | لسانكَ كَانَ في فَمِّي , |
Eliyle ağzımı kapattı ve devam etti. | Open Subtitles | وَضعَ يَدَّه على فَمِّي |
Benim... benim ağzımı bantlayıp mikrop tankına attı. | Open Subtitles | فقط... فقط شريط مَصْفُوع على فَمِّي -ورمانى بتلك البالوعة |