"قائلاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• şöyle
• söyleyerek
• söylüyor
• söylüyordu
• dedim
• diyerek
• söyleyen
• dedi ki
• demiş

Ben annesi rolünü oynayıp ayaklarının ucunda öldürülmüş halde yatarken kulağıma şöyle fısıldamıştı.
عندما كنت اُؤدي دور اُمه و سقطت قتيله تحت قدميه همس لي قائلاً

Şu an, bazılarınız şöyle düşünüyor olabilir: "Bir dakika. Bu kız pek de bir okyanus kürekçisi gibi görünmüyor.
و الأن , بعضكم قد يحدث نفسه قائلاً لحظة واحده , هى لا تبدو مثل عابرى المحيطات

Bir mermiden kaçabilecek kadar hızlı olduğunu söyleyerek şaka yapardı.
كان يمزح قائلاً أنّه بدين بما فيه الكفاية للإمساك بالرصاصة

Sonra da eve gitmemi rica etmiş. Benimle barışmak istediğini söylüyor.
و يتوسل إليّ أنّ أعود إلى البيت، قائلاً أنه يودّ سلاماً.

Deli deli konuşuyor, zulasını çaldıklarını söylüyordu ve sonra birden bıçak çekti.
كان يتحدث بجنون تام قائلاً أنهما سرقا مدخراته, وثاني ما أعلمه, أنه أخرج سكيناً

Halıyı kaldırdım ve, "Benim kadınım bu." dedim.
: ثم أزحت السجادة التى تغطيهما معاً قائلاً

Ve Tanrı'Verimli olun ve çoğalın ve denizleri doldurun' diyerek onları kutsadı.
و باركها الله قائلاً اثمري و اكثري و املاي المياه في البحار

Bu yerin tarihsel değeri olmadığını söyleyen emri imzalamış.
حسناً، لقد وقع الأمر قائلاً أنّ هذا المكان ليس لديه أيّ قيمة تاريخيّة إنّي مُنذهل.

Misafirhaneye varmak üzereyken Mikoyan Rakosi'ye döndü ve dedi ki: Sovyet önderliği senin hastalandığına karar verdi.
كنّا نوشك بلوغ دار الضيافة : عندما استدار ميكويان نحو راكوشي قائلاً قررت القيادة السوفيتية أنك مريض

Ve o hayır demiş, ihtiyacı yokmuş. Oldukça sıcakmış.
و رفض قائلاً أنة ليس فى حاجة الية

Sona erdiğinde bir Rus askeri şöyle dedi:
عندما أنتهى كل شىء : علق أحد الجنود الروس قائلاً

Elbette kuru temizleyici şöyle cevap verebilir:
و بالطبع يمكن لصاحب المغسلة أن يرد قائلاً

Şimdi bir pencere kenarında oturmuş şöyle diyor:
الآن يجلس على كرسيه بجانب النافذة قائلاً:

Olayı kökünden sarsacak önemli bir ipucu yakaladığını söyleyerek bürosundan fırladı.
و ركض خارج مكتبه قائلاً .أن لديه ما يؤدي إلى شق القضيه

Eğer ortalıkta dolaşıp da, sulu bir fahişenin bana birkılıç attığını... ..söyleyerek imparator olduğumu iddia etseydim beni ortadan kaldırırlardı.
اذا تجولت قائلاً أنا امبراطور لأن فتاة مبللة أعطتنى سيف هم سيطردونى

Sonra da bir daha benimle konuşmak istemediğini söyleyerek çekti gitti.
وبعد ذلك خرج قائلاً أنه لا يرغب بالتحدث إليّ مجدداً

Doktor Pierce FBI'dakilere bize karşı tamamiyle. dürüst davranmadığını falan söylüyor.
كانيحدثضجةحول .. مكتب التحقيقات الفيدراليّ قائلاً بأنّكلربمالم تكنصادقاًتماماًمعنا.

Babam sürekli kaçıyor, toplantısı veya randevusunun falan olduğunu söylüyor.
ووالدي كان دائم الترحال قائلاً أن لديه اجتماعات ومقابلات

Eşimin düştüğünü gördüm ve içimden bir ses bir şeyler söylüyordu.
لقد رأيتها ساقطةً أرضاً ومن ثمَّ قد إستثارَ شئٌ ما بداخلي وصرخَ قائلاً

Her yumruğunda havalara uçuyor etrafında bakan herkese kardeşin olduğunu söylüyordu.
كل مرة لكمت فيها كان يقفز فيها في الهواء قائلاً للجميع أنه أخيك

Başpiskoposa gittim ve dedim ki, "Bu insanlara ne yapıyorsun?"
لذا ذهبتُ إلى القس وسألته قائلاً : ماذا تفعل بالناس ؟

Banka yalan söylüyor diyerek delirmeye başladı, bütün bu insanlar suçu ona yıkmak için komplo kuruyorlardı.
لقد شرع بالتصرف بجنون قائلاً بأن البنك كان كاذباً وأن هؤلاء الناس كانوا يتأمرون لإلصاق التهمة عليه

Bana, bizim bir hata olduğumuzu söyleyen bir e-mail yollamıştın.
لقد أرسلتَ لي بريد إلكتروني قائلاً أننا كنا مخطئين

Rabbin sözü İlyas'a ulaştı ve dedi ki... "Dağa çık ve önümde dur!"
ـ فكان كلام الرب إلى إيليا قائلاً قم اخرج و قف على الجبل امام الرب