bana söylediği tüm o şeylere inanamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكَ تصديق الأشياء الحقيرة التي قالها لي |
Bu birinin bana söylediği en aşağılayıcı şey. | Open Subtitles | هذا أكثر الأقوال إهانة التي قالها لي أحدهم |
Ve bana söylediği onca laftan sonra gittin onu teselli ettin. | Open Subtitles | ثم حاولت تهدئته بعد كل الحماقات التي قالها لي |
Gerçek değildi. Demek istediğim, bana söylediği şeyler | Open Subtitles | لمْ تكُن حقيقيّة، أقصد الأشياء التي قالها لي |
Sanki bana söylediği aptalca şeyleri yüksek sesle sana anlatınca etkilerini kaybettiler. | Open Subtitles | الأمر كأنني إحتجتُ لإخبارك بصوت عال بتلك الكلمات التى قالها لي حتى تفقد قوتها عليّ |
Onunla tanıştığımız akşam bana söylediği bir cümle. | Open Subtitles | تلك المقولة قالها لي في أول ليلة تقابلنا فيها |
bana söylediği son sözler bunlardı. | Open Subtitles | وكانت هذه الكلمات الأخيرة التي قالها لي . |
Paul'ün teşhisinden sonra bana söylediği ilk şeylerden biri "Senin yeniden evlenmeni istiyorum'' oldu. | TED | أحد أول الأشياء التي قالها لي (بول) بعدما تم تشخصيه، "أريدك أن تتزوجي مجددا." |
Sanırım bana söylediği şeylerden ilham aldım. | Open Subtitles | الهمتني اشياء قالها لي |