Geçen sene, New York Times hükümetin yaptığı bir araştırmayı yayınladı, | TED | ففي العام الماضي، نشرت "صحيفة نيويورك تايمز" دراسة قامت بها الحكومة. |
Aynı zamanda ABD'nin 20. yüzyılda yaptığı en iyi yatırımlardan biri olduğu ortaya çıktı. | TED | اتضح أيضاً أنه من أفضل الاستثمارات التي قامت بها الولايات المتحدة في القرن 20. |
yaptığı en güzel kokulu iş olduğunu söyleyip gülerdi. | Open Subtitles | كانت تمزح قائلةً بأنها أعطر وظيفة قامت بها |
Kız şimdiye kadar ne zaman böyle bir kaçamak yaptı? | Open Subtitles | متى كانت أخر مرة قامت بها بمثل هذا الشيء؟ |
Nasıl yaptığı önemli. Birlikte olurken yaptı. | Open Subtitles | إنها الطريقة التي قامت بها |
Bugün yaptığı türden şeyler yaptığını hiç görmedim. | Open Subtitles | ولم أرها قط تقوم بتلك الأمور التي قامت بها بالساعات التسع الأخيرة |
Görev için nasıl bir fedakarlık yaptığını hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتخيل أي نوع من التضحيات قامت بها لتعمل متخفية. |
Özel tim mi? Özel timinin yaptığı kesinti yüzünden üç adam öldü. | Open Subtitles | لقد مات ثلاثة أشخاص بسبب تخفيض الميزانية التى قامت بها قوة المهام اللعينة |
Bana yaptığı yolculukları anlattı ve zihnini genişletmenin yollarını nasıI keşfettiğini ve galiba buranın batısında olan ahenk içinde yaşamayı öğrenişini, çünkü California'ya kadar gelebilmişti. | Open Subtitles | أخبرتني عن كل الرحلات التي قامت بها و كيف إكتشفت طرق توسع بها مدارك عقلها وتعلم كيف تعيش في إنسجام |
Bana yaptığı yolculukları anlattı ve zihnini genişletmenin yollarını nasıl keşfettiğini ve galiba buranın batısında olan ahenk içinde yaşamayı öğrenişini, çünkü California'ya kadar gelebilmişti. | Open Subtitles | هى اخبرتنى عن كل الرحلات التى قامت بها و كيف هى اكتشفت طرق توسع بها مدارك عقلها وتعلم كيف تعيش فى انسجام |
Ailesine bakmak için yaptığı diğer fedakârlıklardan söz etmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن التضحيات الكثيرة الأخرى التي قامت بها على الأرجح لتعتني بعائلتها |
Seni öyle bir incelemeye tabi tutarım ki, komitenin, LuthorCorp'un geçtiğimiz. yirmi yıl içinde yaptığı tüm iş anlaşmalarını incelemesini sağlarım ve üzerindeki o havalı gömleğin kalırsa, dua edersin. | Open Subtitles | لو تكلمت ببنت شفة سأتأكد من أن تراجع اللجنة كل صفقة عمل قامت بها لوثر كورب في السنوات الـ20 الأخيرة |
- yaptığı onca harika şey. | Open Subtitles | كان علي مسحه كل تلك الأشياء الرائعة التي قامت بها |
Hayır, ev sahibi ülkeler yaptı. | Open Subtitles | لا، الدول المضيفة هى التى قامت بها {\pos(192,230)} الفريق انتقل الى القضية التالية |
Sanırım sorum şu ki, bunu gerçekten yaptı mı? | Open Subtitles | اذا اظن ان سؤالي , هل قامت بها ؟ ( يقصد الجريمة) |
Biliyor musunuz? Yapılmış en iyi yorumlamayı yaptı ve insanlar. "aman tanrım, onun orada oturduğunu bile bilmiyorduk" dercesine bakışlarını ona çevirdiler. (Kahkahalar) Aylar sonra öğrencim yanıma geldi ve onun, bunu yapana kadar değil de gerçekleştirene kadar taklit ettiğini anladım. | TED | أتعلمون؟ وقد ألقت أفضل تعليق على الإطلاق والتفت الجميع، وكانوا مندهشين. إننا لم نلاحظ حتى جلوسها هناك! (ضحك) وعادت لي بعد مضي عدة أشهر، وأدركت أنها لم تتظاهر بها حتى قامت بها فحسب، بل هي في الحقيقة تظاهرت بها حتى أصبحت ما تريد |
Bay Ecklund, Grace'in tam olarak ne konuda intihal yaptığını söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | سيد اكلاند هل بامكانك اخبارنا تحديدا بالسرقة الادبية التى قامت بها غرايس لا استطيع اخبارك |
Sadece bunu nasıl yaptığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كيف قامت بها فحسب |
Ya da senin müvekkilinin yaptığını çoktan biliyorum. | Open Subtitles | او فقط أعلم أن موكلتكِ قامت بها |
Hayvanlara Özgürlük Cephesi'nin organize bir domuz kaçırma hamlesiyle başladı. | Open Subtitles | مع عملية اختطاف خنزير منظمة للغاية قامت بها جبهة تحرير الحيوانات. |
Yakın zaman Stanford Üniversitesi'nin yaptığı harika bir araştırma, iyi ve yardımsever bir süper kahraman rolü üstlendikleri sanal gerçeklik oyununu oynayan insanların sonrasında diğerlerine karşı hakikaten daha sempatik ve daha yardımsever hale geldiklerini gösterdi. | TED | إذ أظهرت دراسة حديثة ورائعة قامت بها جامعة ستانفورد أن الأشخاص الذين مارسوا لعبة حاسوب بحيث تقمصوا من خلالها دور البطل الجيد الذي يساعد الناس أصبحوا في الحقيقة أكثر اهتماماً واستعداداً لتقديم المساعدة للأخرين فيما بعد. |