Bu yasal. IRS'e sorun. Onlar da aynı şeyi söyleyecekler. | Open Subtitles | انه قانونى اسئل مصلحة الضرائب و سيخبرونك بنفس ما قلته |
Haydi şimdi muhtemelen yasal olmayan ama kesinlikle hassas bir şey yapalım. | Open Subtitles | لذا الان , لنفعل شيئا قد يكون غير قانونى لكنة بالتأكيد حنون |
Her şeyi yedi gün içinde geri götürebilirsin. yasal hakkın. | Open Subtitles | يمكنك أسترداد أي شئ لمدة سبعة أيام هذا شئ قانونى. |
Tatlım, yakalanmadığın sürece hiçbir şey yasadışı değildir. | Open Subtitles | يا حبيبتى ، لا يوجد شئ غير قانونى إذا لم يكتشفوا ذلك |
Bütün eyaletlerde yasa dışıdır, Teksas hariç. | Open Subtitles | هذا النوع ممنوع تداوله كما أنه غير قانونى بأى ولاية عدا تكساس |
Sendikaya kayıtlı, aidat veren 2000 üye var. Yıllık 72.000 dolar yasal kazanç demek bu. | Open Subtitles | لدى 2000 مشترك فى هذا الاتحاد هذا يعنى 72000 دولار قانونى فى السنه |
Bak. Simeon ve Peter hisselerini bana devretti, hepsi yasal. | Open Subtitles | انظر ، بيتر و سيميون تنازلا عن نصيبهما لأجلى ، كل شئ قانونى |
Yani, kim yasal içkiyi burada içmek ister ki, öyle değil mi? | Open Subtitles | من يريد ان يشرب هنا بشكل قانونى بحق الجحيم؟ |
Sizden istediğim, Bay McFarland onu yasal bir hâle getirmeniz. | Open Subtitles | واريدك يا سيد ماكفرلاند, ان تصيغها بشكل قانونى صحيح. |
Ve bu eyalette fahişeler ve avukatlar kadar yasal. | Open Subtitles | وهو قانونى تماما مثل العاهرات والمحامين فى هذه الولاية |
Bu yasal. IRS'e sorun. Onlar da aynı şeyi söyleyecekler. | Open Subtitles | هذا شئ قانونى و اذا سألت فى مصلحة الضرائب سيقولون لك نفس الكلام |
"Her ne kadar yasal veya kesin bir etkisi olmayacağını bilsek de..." | Open Subtitles | بالرغم من اننا نعلم أن ليس لة تأثير قانونى |
"Her ne kadar yasal veya kesin bir etkisi olmayacağını bilsek de... | Open Subtitles | بالرغم من اننا نعلم ان ليس له تاثير قانونى |
Ama bildiğim kadarıyla, barınak oldukça yasal. | Open Subtitles | لكن يمكننى أن أقول لك أن الملجأ نفسه قانونى و بدقة |
Bu ülkede herşey yasal olmalı. | Open Subtitles | وكل شيئ فى هذه البلد لابد أن يكون قانونى |
Bir avukat isterseniz bu toplantı iptal edilir. Ve kanıtlara göre yasal suçlamanın ne olacağına karar veririz. | Open Subtitles | يمكنك اختيار مستشار قانونى أو يمكننا تكليف واحد لكى |
Ron Wieland'ı zaten yasadışı olarak tutukladık. Bütün basın heyetini susturamayız. | Open Subtitles | لقد حجزنا ويلاند بشكل غير قانونى ولايمكن تكميم كامل الصحافة |
6 saat boyunca yasadışı olarak Başkan tarafından alıkondum. | Open Subtitles | لقد حجزت بشكل غير قانونى من قبل الرئيس لمدة ست ساعات |
İlk olarak, babamı hemen hemen hiç tanımıyorum. Ve bu her ne ise, bunun yasadışı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أولاً, أنا بالكاد أعرف أبى ومهما كان الأمر فهذا غير قانونى |
Parlamento'ya sesleniyorum, artık yasa tasarımın krala sunulmaması için bir neden göremiyorum. | Open Subtitles | أقول لهذا البرلمان لم يعد هناك أدنى سبب يمنع أن يُقدم مشروع قانونى للملك |
Şimdi DTÖ diyor ki: Bu aletler yasa dışıdır. | Open Subtitles | وتأتى منظمة التجارة العالمية وتقول أننا نقوم بعمل غير قانونى |
curiatus laneti dilini çözer senin bu yasalara aykırı bilmediği şeyden, Cornelios'a zarar gelmez . | Open Subtitles | لعنة الكروكياتاس سوف تُستَخدم فى لسانك هذا غير قانونى |
1 Mart 1919'da Pagoda Parkındakai illegal toplantı dağıtıldı. | Open Subtitles | 1919_ 1 مارس _ تجمع غير قانونى فى ساحه معبد الباغودة |
- Kanundışı bir şey yapıyorum diye öleyim mi yani? | Open Subtitles | أفعل شيء غير قانونى لذا أستحق الموت |