Canım, işte buradasın, yine Şapkanı takmamışsın. | Open Subtitles | عزيزي ها انت هنا ومن دون ان تعتمر قبعتك. |
Haydi. Beni tanıştırmanı istiyorum. - Şapkanı al. | Open Subtitles | لنذهب , أريدك أن تعرفينى عليه إحضرى قبعتك |
Şapkanı alan adam bunu bırakmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون الشخص الذي أخذ قبعتك ترك هذه |
Başında siyah şapkan, elinde şemsiyen ve... ..çantan, gelip giderdin. | Open Subtitles | تجيء وتذهب مرتديا قبعتك السوداء حاملا حقيبة ومظلة |
Tanımaya değer birisiniz. İnanılmaz bir adamsınız. Şapkanızı verin. | Open Subtitles | بالله عليك ياسيدى, انت شخص جدير بالمعرفة, شخصية مذهلة, ناولنى قبعتك. |
Şapkanı çıkar. Kızımla tanışıyorsun, Catherine. | Open Subtitles | اخلع قبعتك فانك فى مقابلة مع ابنتى ، كاترين |
Genelde gitmen istenmeden önce Şapkanı çıkarmana izin verilir. | Open Subtitles | الناس عادة يطلبون منك رفع قبعتك ليأمروك بمغادرة البلدة |
Tanımasaydım Şapkanı uçuracak kadar yakınında. | Open Subtitles | انا قريب منك بما فيه الكفاية واميزك من قبعتك |
Şapkanı versene. Biraz böğürtlen toplayacağım. | Open Subtitles | أعطنى قبعتك ، أريد أن أقطف بعض التوت البرى |
Şimdi Şapkanı tut, ve şunları izle. | Open Subtitles | والأن أمسك قبعتك وأنتبه لهذه الأشياء الثمينه |
Şapkanı unutma, enişte. Hey, enişte, bütün hayaletleri yakaladın mı? | Open Subtitles | لا تنسي قبعتك أيها العم يا عم، هل أمسكت بكل الأشباح؟ |
Şapkanı aldım. Gördün mü? Ben de komiklik yapabiliyorum. | Open Subtitles | لقد اخذت قبعتك اترى يمكننى ان اكون مضحك ايضا |
Bunun için Şapkanı almam gerekir. | Open Subtitles | كان يجب أن اخذ قبعتك لهذا اختطفها فوراً من فوق رأسك |
şapkan bana ağlama isteği veriyor Sabina. | Open Subtitles | إن قبعتك تجعلني أرغب في البكاء يا سابينا |
şapkan ters durmalı o zaman, değil mi? | Open Subtitles | حسنا, قبعتك يجب أن تكون جانبا أليس كذلك؟ |
Her yere baktım, tatlım, ama tek bulabildiğim şapkan. | Open Subtitles | لقد بحثت فى كل مكان يا عزيزى و لكن كل ما وجدته هو قبعتك |
Sadece iki kere bindiniz ve onda da Şapkanızı çıkarmadınız. | Open Subtitles | في ستة أسابيع، كنت في مصعدي لمرة واحدة، وأبقيت على قبعتك |
Şapkanızı kıçınıza giymediğiniz sürece konuşabilirsiniz. | Open Subtitles | ليس الا في حالة انك اترديت قبعتك في الخلف |
Paltonuz şapkanız burada General. | Open Subtitles | لماذا تملك عبيداً؟ خذ هنا قبعتك ومعطفك أيها الجنرال |
Nasıl saygı duyulduğumu gördüğünde şapka çıkaracaksın. | Open Subtitles | حتى أنك ستندهش وترفع قبعتك عندما ترى كم أصبحت محترماً |
Bir şeyi unutuyorsun, Albay-- şapkana nişan alıyordum. | Open Subtitles | انك تنسى شيئا واحدا يا كولونيل كنت اطلق باتجاه قبعتك |
Merhaba dostum beren çok güzelmiş. | Open Subtitles | يا رجل، قبعتك جميلة |
Taktığınız talihsiz şapkayı yakma fırsatını size tanıyabilir. | Open Subtitles | لربما حصلتي على فرصة لحرق قبعتك المشؤومة |
-Şapkadan tavşanlar çıkaracağım. -Tavşanlar şapkanın içine sıçacaklar. | Open Subtitles | سأخرج الأرانب من قبعتي ستوسخ الأرانب قبعتك |
Hadi dostum, giy Bereni hemen. | Open Subtitles | هيا يا رجل، ضع قبعتك مرة أخرى. |
- Şapkanla takas ettin. - Nereden biliyorsun? | Open Subtitles | أبادلت قبعتك من اجل هذا - وكيف لي ان اعلم؟ |
Eğer beni kaçırsalar ve bağırsaklarımı makarna gibi yeseler beyaz Şapkandan beni kurtarmak için vazgeçer miydin? | Open Subtitles | إذا خطفوني وألتهموا أحشائي مثل المعكرونة، هلا تتخلى عن قبعتك البيضاء لكي تنقذني؟ |
Hey B. O şapkaya bir tüy sokman lazım, hey. O zaman adamların sana daha çok saygı duyacaktır. | Open Subtitles | يجب أن تضع ريشة في قبعتك حتى يحترمونك الخكارية |
Dur bakalım, buldum bile. Bu arada kepin alt kısmına bak. | Open Subtitles | ويلاه، مهلًا، وجدناه للتوّ، انظر تحت قبعتك. |
Şapkalarımızı değiştirelim. | Open Subtitles | أنت ترتدى قبعتى وأنا أرتدى قبعتك |