Kuşlar kızın şapkasını getirecek. Siz de fırıncının dikkatini çekeceksiniz. | Open Subtitles | الطيور تأخذ قبعتها وانت تجذبين انتباه الخباز |
Onun yerine şapkasını getirdim, | Open Subtitles | لذا جلبت قبعتها الشمسية عوضاً عن ذلك حسناً؟ |
Acayip hastadır ki komik şapkasını açıklar. | Open Subtitles | هي حقا مجنونة والذي يوضحه قبعتها المضحكة |
-Tilly boğulmuştu ama şapkası sımsıkı kafasındaydı. | Open Subtitles | تيلى خُنقت,ولكن قبعتها مشبوكة عليها بأحكام. |
Yeniden aşağı indiğimde şapkası ve kabanıyla hâlâ orada oturuyordu. | Open Subtitles | وعندما نزلتُ مجدّدًا كانت لا تزال جالسةً هناك، مرتديةً قبعتها و معطفها |
Genç bayan çok büyüleyici ama ben onun şapkasıyla daha çok ilgileniyorum. | Open Subtitles | الفتاة الشابة ساحرة تماماً , نعم لكن اهتمامي الأكبر منصب على قبعتها |
O konuştukça, Jo onun bonesini çıkardı. | Open Subtitles | بينما هي تتحدث ازالت جو قبعتها |
Hayır, şapkasını bulduğumuz yerin yakınında nehre atıldı. | Open Subtitles | لا, لقد رماها فى النهر بالقرب من مكان عثورنا على قبعتها |
Büyük kenarlı şapkasını nehir kıyısında bırakır ve hızla çimenlikteki Hollandalı arkadaşına katılır. | Open Subtitles | ثم تركت قبعتها المنهدلة الكبيرة على جانب النهر وانضمت الى صديقتها الهولندية فى الغابة |
Serçe o küçük şapkasını akbabaya çıkarır. | Open Subtitles | سمكة المنّوة الصغيرة ترفع قبعتها الصغيرة للقرش |
Bir hanım üst kat penceresinden arabaya seslenebilirdi ve araba hemen durup kadın pencereyi kaparken, şapkasını ve mantosunu giyip, alt kata inerken, şemsiyesini bulup, kızıyla yemek konusunu konuşurken ve evden dışarı çıkarken onu beklerdi. | Open Subtitles | كان بإمكان سيدة أن تصفر لها من نافذة فى الطابق العلوى و كانت السيارة تتوقف فى الحال و تنتظرها حتى تغلق النافذة و ترتدى قبعتها و معطفها و تنزل الدرج و تعثر على مظلة |
şapkasını, montunu, çantasını almadan mı? | Open Subtitles | بدون قبعتها أو معطفها أو حقيبتها؟ |
- Daha bizi istasyona götüreceksin. - Kızın şapkasını al. | Open Subtitles | . سوف تقود للمحطة - . خذ قبعتها - |
Birşey yapmıyorum. şapkasını çıkardı. Öylece karşımda duruyordu. | Open Subtitles | لا "بحقك"، خلعت قبعتها وظهر كل شيء. |
"şapkasını çözüyor ve kıyıya iniyorlardı. | Open Subtitles | ...حلّت قبعتها وخطوا على الشاطيء |
Sen şapkasını unutmuş güzel bir kadınsın. | Open Subtitles | أنتِ امرأة جذابة نسيت قبعتها |
şapkasını arabada unutmuş. | Open Subtitles | هي نسيت قبعتها في السيارة |
Neden şapkası o kadar alçakta? | Open Subtitles | لماذا تلبس قبعتها بهذا الإنخفاض؟ |
Bir cadı. şapkası ve süpürgesi var. | Open Subtitles | انها ساحرة انظري هناك قبعتها وعصاها |
Bu onun şapkası. Buradan tırmanmış. | Open Subtitles | هذه قبعتها لقد تسلقت للأعلى |
Genç bayan çok büyüleyici ama ben onun şapkasıyla daha çok ilgileniyorum. | Open Subtitles | الفتاة الشابة ساحرة تماماً , نعم لكن اهتمامي الأكبر منصب على قبعتها |
O konuştukça, Jo onun bonesini çıkardı. | Open Subtitles | بينما هي تتحدث ازالت جو قبعتها |
Sadece bir tane gördüğünden kendi şapkasının siyah olduğunu anlıyor. | TED | ولكن نظراً لكونها ترى واحدة فقط، فإنها ستستنتج أن قبعتها أيضاً سوداء. |