Tatlım Sormadan söyleyeyim, annenin yerini bilmiyorum. | Open Subtitles | يا عزيزي، قبل أن تسأل لا أعلم عن مكان والدتك |
Ve siz Sormadan söyleyeyim. Birlikten herhangi bir kızla yakınlığım olmadı. | Open Subtitles | و قبل أن تسأل لم أكن على مقربة من أي فتاة من الجمعية |
Sormadan söyleyeyim, tapadaki maddeyi teşhis ettim. | Open Subtitles | قبل أن تسأل ...عن تلك العينة من كبسولة الطرف خاصتك |
Sen sormadan ben söyleyeyim. 1.7 milyon dolara daha ihtiyacımız var. | Open Subtitles | قبل أن تسأل ,سأخبرك سنحتاج 1.7 مليون دولاراً اضافية |
Keşke başka bişey dileseydim. Bir dahaki sefere sormadan önce düşün. | Open Subtitles | اتمنى لو سالت شيئا اخر المرة القادمة فكر قبل أن تسأل |
Sormadan söyleyeyim; hayır, henüz Simon Roca'yı yüzbaşının cinayetine bağlayacak somut bir kanıt bulamadım. | Open Subtitles | قبل أن تسأل, كلا, لم أجد أي أدلة تربط (سايمون روكا) بمقتل الملازمة بعد |
Sen Sormadan söyleyeyim, çok az miktar. | Open Subtitles | قبل أن تسأل إنه قليل |
Ama Sen sormadan önce, Renata Atal ve Pavlenko arasında... | Open Subtitles | ...لكن قبل أن تسأل قمت بعمل بحث مكثف |
Ayrıca parayı sormadan önce bir merhaba diyemiyor musun? | Open Subtitles | وهل يمكنك أن تلقي التحية المسيحية على الناس قبل أن تسأل عن المال؟ |
Birilerine bir şey sormadan önce insan öncelikle kendisinden bahsetmelidir. | Open Subtitles | قبل أن تسأل الناس عن الحقيقة أتسائل إن كان هناك أحد آخر هنا يتوجب عليه الافصاح بالحقيقة |
Sen bendeki Esaretin Bedeli'ni sormadan önce hayır, bir paket sigara için takas yapmadım ya da kimsenin çeneme vurmadı. | Open Subtitles | حسنٌ، قبل أن تسأل عن أحوال سجني، كلّا، لم يقايضني أحد مقابل علبة سجائرَ. ولم يبرّحني أحد ضربًا، وقطعًا لم أرتدِ الطاقم ذا الأربع قطع. |