"قبل لكن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• önce de
• önce hiç
• tanışmadım ama

Bak, eminim daha önce de duymuşsundur ama lisede zirvedeysen, işin bitmiş demektir.
إسمعي, أعرف بأنكِ سمعتي هذا من قبل لكن إن فشلتي بالثانوية سيُقضى عليك

Bunu daha önce de söylemiştim, ama bu sefer ciddiyim.
قلت ذلك من قبل لكن هذه المرة أنا أعني ذلك

Daha önce de duydunuz bunu, ama hiçbir zaman bugünkü kadar anlamlı olmamıştı, "daha az, daha iyidir"
لقد سمعتها من قبل لكن لم تكن حقيقية كما هي اليوم حيث ان القليل يعني الكثير

Biliyorum sana daha önce hiç sormadım ama Richard hakkında ne düşünüyorsun?
أبي أعرف أني لم أسألك من قبل لكن ما رأيك في ريتشارد

Ben daha önce hiç dua etmedim ama rahip dediki sen darda olana yardım edermişsin.
أنا لم أصلى من قبل لكن الكاهن أخبرني تساعد كل أولئك الذين يحتاجون

Vortman'ların. Onlarla hiç tanışmadım ama onların olması lazım.
"فورتمان" لم أقابله من قبل لكن لابد أنه هناك

Onunla gerçekte hiç tanışmadım ama partileri aşmış.
لم اقابله من قبل, لكن حفلاته مثيرة

Daha önce de değişmedi -O başka bir zamandı
لكننا لم نعمل ذلك من قبل لكن الوقت الآن مختلف

Daha önce de ölmek üzere olan hastaları kurtardım ama etrafta mutlaka birisi vardı.
تعاملت مع الحالات الطارئة من قبل لكن دائماً كان هناك من يشرف علي

Daha önce de kavga etmiştik ama böylesi hiç olmamıştı.
, أقصد , لقد تشاجرنا من قبل لكن ليس هكذا من قبل

Bak, biz daha önce de karşılaştık. Ama o zamanlar farklıydım.
إسمعي، نحن إلتقينا من قبل لكن كان هناك شيء مختلف.

Büyüyü daha önce de bir kaç kez yapmıştım ama ilk kez işe yarıyor.
لقد ألقيتُ التعويذة مراتٍ عدّة من قبل لكن هذه المرّة الأولى التي تفلح فيها

Bunu daha önce de yapmaya çalıştım ama sadece insanlar için daha fazla acıya sebep oldu.
جربت فعل ذلك من قبل لكن ذلك يسبب الكثير من الألم للجميع

Yaşlı olanlar buraya daha önce de gelmişti ancak yavrular bu manzaraya ilk kez şahit oluyor.
الفيلة الأكبر كانت هنا عدّة مرّات من قبل لكن الصغار الأحدث لم تر مطلقاً كلّ هذه النُضرة

Daha önce de kendimden geçmiştim. Ama bu şekilde değil.
لقد انقطع التيار الكهربائي لدي من قبل لكن لم يحدث لي أبداً مثل هذا الأمر

Daha önce hiç düşünmedim ama bu olmadı. Ama bu benim sorunum, tamam mı?
لم افكر بذلك من قبل لكن حتماً هذا هو السبب

Dinle, böyle bir şeyi daha önce hiç yapmamıştım, ama sanırım siz yapmışsınızdır, yani demek istediğim.
انا حقآ لم افعل هذا من قبل . لكن اعتقد بأنك فعلت ذلك.

Hiç tanışmadım ama... çocuklarını sevdiğini biliyorum.
لم أقابلهم من قبل لكن أعرف أنه أحبهم

Bay Assad ile asla yüz yüze tanışmadım ama kendisini şöhretinden dolayı tanıyorum.
لم أقابل السيد (أسد) شخصياً من قبل لكن أعرفه من سُمعته