olabildiğince çabuk ol seni seviyorum, bir iki güne görüşürüz | Open Subtitles | غادرى سريعا قدر استطاعتك احبك و سأراكى فى خلال يومان |
Şimdi uslu bir kedicik ol, ya da olabildiğince uslu ol, ve beladan uzak dur. | Open Subtitles | الآن, كن قط لطيف او كن لطيفا قدر استطاعتك و حاول ان تبتعد عن المشاكل |
Güvende olduğunu bilmekle yardım edesin bu da benden olabildiğince uzakta olman demek oluyor. | Open Subtitles | ستساعدني معرفه أن بأمان، وهذا يعني أن تبتعدي عني قدر استطاعتك |
olabildiğince basit ol hayatının nasıl basitleşebileceğine ve mutlu olabildiğine şaşıracaksın. | Open Subtitles | كُن بسيطاً قدر استطاعتك وستكون مُندهشاً عندما تُصبح حياتك أقل تعقيداً وأكثر سعادة |
Elinden geldiğince mutlu olmaya çalış. Bir baba sadece bunu ister. | Open Subtitles | حاولي ان تكوني سعيدة قدر استطاعتك هذا كله ما يتمناه الأب |
Ormana doğru koş. Buradan olabildiğince uzaklaşmaya çalış. Amcanı ara. | Open Subtitles | اهرب إلى الغابة و ابتعد عن هنا قدر استطاعتك و اتّصل بعمّك. |
Bombayı iskeleye, oradan tekneye alır ve patlamadan, şehirden olabildiğince uzaklaştırırız. | Open Subtitles | أحضر القنبلة إلى رصيف الميناء ثم ضعها في قارب وابتعد قدر استطاعتك عن المدينة قبل أن تنفجر |
Buradan olabildiğince uzaklaş. | Open Subtitles | اهرب من هنا على قدر استطاعتك |
Lütfen olabildiğince geciktirmeye çalış. | Open Subtitles | رجاء اخر الى قدر استطاعتك |
Işığı olabildiğince kapalı tutun. | Open Subtitles | {\pos(191,250)}أبقِ الضوء مطفئاً قدر استطاعتك |
olabildiğince sabırlı ol. | Open Subtitles | كن صبورا قدر استطاعتك |
Cami, bana bir söz vermeni istiyorum. Kötüleştiğim zaman benden olabildiğince uzaklaşacaksın. | Open Subtitles | (كامي)، اوعديني إذا سائت الأمور بأن تبتعدي قدر استطاعتك. |
olabildiğince yavaş, Diggy. | Open Subtitles | (تمهّل قدر استطاعتك يا (ديغي |
"Derhal yazman gerek ve beni teselli etmek için Elinden geleni yap." | Open Subtitles | واعملي قدر استطاعتك على ايصالها لي لتنعشي قلبي الجاف |
Elinden geldiğince onları burada tut. | Open Subtitles | احتجزهم هنا على قدر استطاعتك - حتى يبدأ إطلاق النار - |