İki eski arkadaşın konsere gitmesi illegal bir şey değil. | Open Subtitles | فقط صديقين قديمين في حفل غنائي إنه ليس مخالف القانون |
Bu, iki eski CD'nin arasına lastik koyarak yapılmış büyük bir disk makara. | TED | هذه بكرة ضخمة مشكلة من مزاوجة بين قرصين مضغوطين قديمين. |
Dün gece iki eski dost, zor zamanlarında birbirine yardım etti. Hepsi bu. | Open Subtitles | ما حدث ليلة أمس كان صديقين قديمين يساعدان بعضهما البعض |
Ama bütün o konuşmalar, sadece iki eski arkadaş ve onların anılarıydı. | Open Subtitles | لكنكلهذاالحديثكانمجرد، ذكريات بين صديقين قديمين. |
Demek istediğim, baskı yok. Sadece iki eski arkadaş yeniden buluşuyor. | Open Subtitles | أعني، بدون ضغوطات، مجرّد صديقين قديمين يتسكّعين. |
Evet. İki eski arkadaş birbirlerinin çıplak resimlerini çeken. | Open Subtitles | أجل، صديقين قديمين التقطا صوراً لهما عراةً. |
O görüntüdeki tokalaşma iki eski arkadaşın vedalaşmasına pek benzemiyordu. | Open Subtitles | والمصافحة في ذلك الشريط لا تبدو تماماً مثل صديقين قديمين يودعان بعضهما البعض |
Onun ve benim, iki eski arkadaştan başka bir şey olmadığımızı. | Open Subtitles | أنني وهو لسنا سوى صديقين قديمين. |
Biz yalnızca karşılaşmış iki eski arkadaşız. | Open Subtitles | نحن صديقين قديمين |
İki eski arkadaşımı da getirdim yanımda. | Open Subtitles | لذا جلبت صديقين قديمين. |