ويكيبيديا

    "قديم الزمان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Bir zamanlar
        
    • Evvel zaman
        
    • Uzun zaman
        
    • bir yokmuş
        
    Bir zamanlar, Uzaklardaki Krallık'ta kral ve kraliçe güzel bir kız bebeğe kavuştu. Open Subtitles في قديم الزمان في مملكة بعيدة جداً جداً الملك والملكة رزقوا بطفلة جميلة
    Bana dedi ki, Bir zamanlar dünyadaki bütün hayvanlar birdi. TED قال لي، في قديم الزمان كانت جميع حيوانات الأرض حيوانًا واحدًا.
    Bir zamanlar çok güzel ıslık çalan bir prenses vardı. TED كان هنالك في قديم الزمان أميرة جميلة تصفر في كل الاوقات
    Evvel zaman içinde çok, çok uzaklarda, bir İngiliz Şatosunda Prens adında, son derece şımarık bir şahsiyet yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان في قلعة إنجليزية في مكان بعيد جدا عاشت هناك شخصية بارزة ومدللة تدعى
    Evvel zaman içinde Bir zamanlar bir eğri, bir de doğru ağaç varmış. Open Subtitles كان يامكان في قديم الزمان كان هناك شجرة معقوفة وشجرة مستوية
    Bundan çok Uzun zaman önce, fok balıkları ulak olarak bilinirmiş. Open Subtitles منذ قديم الزمان بالجزيرة المنسية، الناس علموا أنّ الفقمات هم رسل.
    Bir varmış bir yokmuş, kalbi iki kısma ayrılmış güzeller güzeli bir kraliçe yaşarmış. Open Subtitles مرة في قديم الزمان عاشت ملكة جميلة و التي قلبها كان مكسورا الى نصفين
    Bir zamanlar, küçük bir kız saat takmış beyaz bir tavşan gördü. Open Subtitles في قديم الزمان بنت صغيرة رأت أرنب أبيض يَلْبسُ ساعة
    Bir zamanlar, çok uzun yıllar önce... ..bir Ortodoks manastırında yaşlı bir keşiş yaşarmış. Open Subtitles كان يا ما كان,في قديم الزمان كان راهب عجوز يعيش في دير أورثودوكسي
    Bir zamanlar, uzun yıllar önce Rockaway'deki komşularımızın evine iki hırsız girdi. Open Subtitles كان يا مكان، في قديم الزمان اقتحم لصّان منزل جارنا في "روكواي"
    Bir zamanlar bir kadın odun topluyordu. Open Subtitles في قديم الزمان , كانت هناك إمرأة تجمع الحطب
    Bir zamanlar bir kral şato yaptırmış. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك ملك الملك هذا بَنى قلعة
    Bir zamanlar Libby adında çok genç ve güzel bir şarkıcı varmış. Open Subtitles في قديم الزمان كانت هناك مغنية شابة ورائعة اسمها ليبي
    Bir zamanlar, otlakta bir evim vardı. Open Subtitles فى قديم الزمان, كان عندى بيت فى المراعى.
    Bir zamanlar çok geniş ve büyük bir ülkede çok güzel bir prenses varmış. Open Subtitles كان يا مكان في قديم الزمان في بلد عظيم كانت توجد اميرة جميلة جداً جداً
    "Evvel zaman içinde dilek dilemek hâlâ bir işe yarıyorken tüm kızları da çok güzel olan bir kral yaşarmış Open Subtitles في قديم الزمان عندما كان الأمنيات لا تزال تُجدي نفعًا كان يحيا ملك
    Evvel zaman içinde, uzaklardaki Siam krallığında, Open Subtitles [راوي] في قديم الزمان ومنذ عهد بعيد، فيالمملكةِالبعيدةِلسيام،
    Evvel zaman içinde köyün birinde bir prens ve kör bir prenses yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك أمير، و أميرة التي كَانتْ عمياء .
    Emre Mutlu Uzun zaman önce burada, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir halk yaşadı: Mayalar. Open Subtitles من قديم الزمان عاش شعب فريد في التاريخ كله، شعب المايا
    Çok Uzun zaman önce tüm günahlarımızı üzerine alması için Tanrı tarafından gönderilen gerçek Kefaretçi. Open Subtitles آكل الخطايا الأصلي والذي أرسله الرب منذ قديم الزمان ليمحو خطايانا للأبد
    Uzun zaman önce, kabileler bir aile gibi bir arada yaşarlardı ve çocuklar tüm kabile tarafından bakılır ve büyütülürdü. Open Subtitles في قديم الزمان ، عملت القبائل معا كعائلة واحدة وكان يتم العناية بالصغار من قبل القبيلة بأكملها.
    Bir varmış bir yokmuş küçük bir serçe varmış Kış için güneye uçarken soğuktan donmuş ve yere düşmüş. Open Subtitles في قديم الزمان... ... كانهناكعصفورصغير بينما كان يطير جنوبا هربا من الشتاء تجمد من البرد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد