Piskopos efendiye bu konudan bahsettim, ve ricamızı kabul etti. | Open Subtitles | ولقد كتبت الى كبير الرهبان وقال انه قد وافق على طلبنا |
Binbaşı Morehouse bana anneni aramam için yardım etmeyi kabul etti. | Open Subtitles | الرائد ميرهاوس قد وافق على مساعدتي في بحثي عن أمك |
Sekiz ay boyunca uğraştım ve sonunda bir röportaj yapmayı kabul etti. | Open Subtitles | إذا إستغرق الامر ثمانية أشهر، ولكن في النهاية فإنه قد وافق على عمل مقابلة |
Bir balıkçıyla pazarlık yapıp, makul büyüklükte yerli bir tekne bulmuş, ve benimle birlikte kaçmayı denemeyi kabul etmişti.. | Open Subtitles | كونه كان مراكبيا ماهرا فقد كان يملك زورقا ذو حجم لاباس به و قد وافق على محاوله الهروب معى |
Bak, mahkeme kararını ihlâl ediyor. Bu tarihleri gitmeden kabul etmişti. | Open Subtitles | أنظر، إنه إنتهاك لأوامر المحكمة، وهو قد وافق على هذه المواعيد قبل مغادرته |
Birinci sınıf üçüncü kat bir daireyi özel ıskontoyla vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | و قد وافق على عرض الوحدة الممتازة في الطابق الثالث بمعدل مميز مخفض |
Ve önerdiğim anlaşmayı kabul etti. | Open Subtitles | و قد وافق على الصفقة التي عرضتها عليه |
Bizimle çekim yapmayı kabul etti. | Open Subtitles | و قد وافق على التصوير معنا |
Bizimle çalışmayı kabul etti. | Open Subtitles | و قد وافق على العمل معنا |
Tahmin edeyim. kabul etti. | Open Subtitles | دعني أخمّن، قد وافق على عرضك |
Fakat şimdi ünlü muhafazakar aktivist Reese Dipple düğün organizatörünün temyizine para yatırmayı kabul etti. | Open Subtitles | ولكن الآن, المحافظ (البارز النشط (رييز ديبل قد وافق على تمويل استئناف منظمة الزفاف |
Son düzeltmeler geri geldiğinde, yazar "sanki" yerine "tıpkı"yı ve "mic'ed" yerine "miked" (mikrofon koymak)'ı kabul etmişti. | TED | بإكتمال الطبعة التجريبية الأخيرة، الكاتب كان قد وافق على "مثل" بدل "تشبه،" و "تزويد بالمايك" بدل "نُمَكرِف." |