Ünlüler, kirli çıkılarını basına anlatmayın diye anlaşma imzalattırıyorlar. | Open Subtitles | المشاهير يجعلونك توقع على تلك الإتفاقات لكي لا تتحدث عن قذارتهم للصحافة |
Yönetim'e onların bütün kirli çamaşırlarının hâlâ benim himayemde olduğunu hatırlatabilirsin. | Open Subtitles | بالنسبة للـ"شعبة" ولك ايضاً لربما عليك أن تذكر المراقبة بأنني مازلت في موقع الشخص الذي يغسل قذارتهم |
Beni susturmak istiyorlar çünkü kirli geçmişlerini biliyorum. | Open Subtitles | سيخرسونني لأنني أعرف كل قذارتهم |
Tembellik edip kendi pisliklerini yiyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا كلاباً كسولة وكانوا يشربون من قذارتهم |
pisliklerini yediğini iddia etmiş. | Open Subtitles | أنها تدعى أنها كانت تأكل قذارتهم |
Zili her çaldıklarında onların pisliklerini temizliyorum. | Open Subtitles | أنظف قذارتهم كلما قرعوا الجرس |