İhtiyacınız olan şey tam gerekli olan kadar enerji, ve görünen o ki gezegenler bunun için ideal bölgeler, çünkü yıldızlara yakınlar ama çok da yakın değiller. | TED | المطلوب هو القدرالملائم؛ لا غير. و الكواكب، كما يبدو،في الموقع الملائم لأنها قريبةٌ من النّجوم، لكن من دون إفراط. |
Bak Sid. Fidato'nun Mishka'ya çok yakın olduğunu düşünüyorum.. | Open Subtitles | أظن بإنه إلى الآن ميشكا قريبةٌ جداً من فيداتو. |
Burası, Kenya’daki bir ticaret yeri, tam tren rayları boyunca, tren raylarına o kadar yakın ki tüccarlar bazen mallarını yoldan çekmek zorunda kalıyorlar. | TED | هذه هي المناطق التجارية في كينيا ، ممتدة على طول مسار القطار، قريبةٌ جداً من مسار القطار لدرجة أنَّ الباعة في بعض الأحيان عليهم أن يسحبوا البضائع بعيداً عن الطريق. |
Belirtileri karımınkilerine çok yakın. | Open Subtitles | أعراضها، قريبةٌ للغاية من أعراضِ زوجتي. |
Beyin sapına çok yakın. | Open Subtitles | إنّها قريبةٌ جداً من جذع الدماغ |
30 metre, ses geçirmez duvarların tren sesini geçirmesi için gerekenden daha yakın bir mesafe. | Open Subtitles | - نيويورك "قربَ شارع "برايس سيلز إنّ 30 ياردة قريبةٌ أكثر ممّا يكفي لسماع صافرة قطار عبر جدرانٍ عازلةٍ للصوت |
Bölüm'e pek yakın olmak istemeyecek birisi. | Open Subtitles | شخصٌ أصبحتَ قريبةٌ منه خلال وقتها، في "الشعبة" |
Yedi tanesi sana epey yakın. | Open Subtitles | وسبعةٌ منها قريبةٌ من مكان تواجدك |
357 düşmana çok yakın. | Open Subtitles | الدورية 357 قريبةٌ جدًا من العدو. |
Lobiye yakın bir yer? | Open Subtitles | غرفة قريبةٌ من اللوبي؟ |
Sizi temin ederim, dünyanın sonu yakın. | Open Subtitles | النهايةُ قريبةٌ, اؤكد لكُم |
-Kelso, sana kendimi çok yakın hissediyorum. | Open Subtitles | كيلسو ) .. أشعرُ أنني قريبةٌ جداً منك ) |
Çok mu yakın? | Open Subtitles | قريبةٌ جدًّا؟ |