kuzenin olan dul biriyle günah içinde yaşadığını öğrenmeleri ne kadar sürer? | Open Subtitles | مع مطلقة, من هو قريبك الاول ؟ من يهتم لما يفكرون به |
-Memnun oldum. kuzenin. | Open Subtitles | .هذا قريبك وفي هذه الأثناء سأضاجع من الخلف |
Ben kuzenin Eddie. Babanın ismini koymuşlar. | Open Subtitles | أنا قريبك إيدي أَنا مُسَمَّى على اسمُ والدك |
Kuzeninin diş hijyenisti dişlerimde plak olduğunu mu söyledi? | Open Subtitles | ممرضة قريبك أخبرتك أن لدي الكثير من الجير؟ |
Yani şu akraban olan yakışıklı Stanford a kabul edilen çocukla mı ? | Open Subtitles | تقصدين قريبك الوسيم الذي نسيت أنه ذاهب لستانفورد |
Bu orospu çocukları, kuzenini gözünün önünde öldürdüler dostum. | Open Subtitles | ذلك الرجل هو من قتل قريبك أمام عينيك يا رجل |
- İnanıyorum ki San Francisco'daki kuzeniniz vardığımızda daha iyi olacaktır. - Evet. | Open Subtitles | أثق فى أن قريبك فى سان فرانسيسكو سيكون حاله أفضل عندما نصل |
O kazma kuzeninle kokain işleri yapmayı bırakacak mısın? | Open Subtitles | هل ستتوقف عن المتاجرة بالمخدرات مع قريبك الأحمق اللعين؟ |
Küçük kuzenin tüm kuru üzümleri bitirdi. | Open Subtitles | قريبك الصغير خلّص كل رقائق الذرة هذا الصباح |
Bana kuzenin olduğunu söyleme. Kaşar ibneler bu yalanı söyler. | Open Subtitles | لا تقل لي إنه قريبك فهذا ما إعتاد أن يقوله من سبقوك |
kuzenin Danny'ye de gittim ama beni kabul etmedi. | Open Subtitles | اردت الذهاب ال قريبك داني , لكنه رفض ان يجري العمليه لي |
kuzenin Vinny biraz salak sanırım. ♪ Bir yatak görmeyeli altı gün oldu ♪ ♪ Hız yapıyorum! | Open Subtitles | . قريبك فيني يبدو كألة يا للهول , من هذا ؟ |
kuzenin Darrell'ı nerede bulabileceğimizi söyler söylemez çıkacaksın. | Open Subtitles | و سوف تخرج, حالما تخبرنا أين يمكننا أن نجد قريبك داريل |
Eminim kuzenin hastaneye falan gitmiştir yani büyük bir ihtimalle bir şey olmaz. | Open Subtitles | أنا متأكد أنّ قريبك قد ذهب إلى المشفى لذا دعونا نأمل أنّه لن يموت |
Bu bir haber değil. Bu Kuzeninin kariyerini mahvedebilecek bir aile atışması. | Open Subtitles | هذا ليس خبر ، بل مشادة عائلية قد تكلّف قريبك وظيفته |
Kuzeninin evinde insülin aradığını biliyoruz. | Open Subtitles | علمنا أنك ذهبت إلى قريبك باحثاً عن دواء للأنسولين |
Diyeceğim şu ki buraya o çocuk akraban olduğu için gelmedin bence. | Open Subtitles | سأٌقولهذا.. أنت لست هنا بالأسفل بسبب جثة قريبك ذاك |
akraban, kendisini kurtarmak için seni geride bıraktı. | Open Subtitles | قريبك بالدم تخلى عنك لينقذ نفسه |
Peki ya bakarlarsa ve bu adamlar kardeşini, babanı ya da kuzenini öldürseler? | Open Subtitles | وماذا إذا كان لديهم الجرأة وأولئك الفتية أفلتوا من العقوبة وقاموا بقتل أخيك أو أبيك، أو قريبك ؟ |
En iyisi de Bayan Anne, kuzeniniz Bay Elliot da burada, Bath'da ve Sör Walter ile barıştılar. | Open Subtitles | والأفضل من هذا أن قريبك السيد اليوت موجود هنا في باث وقد تصالح مع والدك |
Ama kuzeninle görüşmelisin kardinal. | Open Subtitles | لكن عليك أن تتشاور مع قريبك , الكاردينال |
Pelerin aptal bence. Kuzenine böyle dediğimi söyle. Ya da dur, asla söyleme bunu ona. | Open Subtitles | العباءات مملة اخبري قريبك أنّي قلت هذا , فالحقيقة , أبداً , أبداً لا تقولي هذا. |
Geçen gün geç kaldın çünkü büyükanne Adams veya Kuzen Itt'le kahvaltı ediyordun. | Open Subtitles | كنت متاخرة ذلك اليوم لأنك كنت تتناولين الفطور مع الجدة آدامز او قريبك الغريب |
Görünüşe göre, yeğenin öyle düşünmüyor. | Open Subtitles | حسناً، واضح أن قريبك يشعر بطريقة مختلفة |
Birinin neden kuzeninizi vurmak istediğine dair bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | هل لديك فكرة لماذا يريد أحد أن يقتل قريبك ؟ |
Kuzeninden iste... hükümet sanat çalışmalarını destekliyor, onun kağıtlara erişimi vardır. | Open Subtitles | يمكن أن تطلب من قريبك الحكومة تدعم سفينة الفن خاصته يمكنه استصدار تصريحات كهذه |