ويكيبيديا

    "قصصًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hikâyeler
        
    • hikayeleri
        
    • duydum
        
    • hikayeler
        
    En ilginci her gün her hafta Veronica'nınki gibi hikâyeler duyuyorum. TED الأكثر روعة هو أنه في كل يوم وكل أسبوع أسمع قصصًا تشبه قصة فيرونيكا
    Bunun gibi hassas noktalarına dokunduğumuz binlerce hikâye var ve bunlar akıllı hikâyeler, mükemmel sonuçları olan hikâyeler. TED ولدينا آلاف الخطابات كهذه قرب كلورادو، تحكي قصصًا جيدة، قصصًا بها نتائج عظيمة.
    Belki partneriniz can acıtıcı bir şekilde sizinle dalga geçer, eğlence olsun diye size zarar veren şakalar yapıp hikâyeler anlatırlar. TED ربما يسخر منك شريكك بطرق مؤذية، أو ربما يروون قصصًا ونكات لإضحاك الناس على حسابك.
    Muhtemelen farklı kuşlar hakkında insanla nasıl bağlantı kurduklarıyla ilgili çocukluk hikayeleri duymuşsunuzdur. TED ربما سمعتم قصصًا من الطفولة عن طيور مختلفة وكيف كانت صلتها بالبشر.
    Bugün biyonikle bütünleşen insan hikayeleri anlatacağım. Elektromekaniklerin vücuda nasıl bağlandığını ve vücuda nasıl nakledildiğini, engel ve beceri, insan sınırları ve insan potansiyeli arasındaki köprünün nasıl oluşturduğunu anlatacağım. TED اليوم سأروي قصصًا إنسانية عن الدمج الإلكتروني كيف أن الكَهْرُوحَرَكِيّات تتصل بالجسم مزروعة داخل الجسم هي بداية لسد الفجوة بين العجز والمقدرة بين قدرة الانسان المحدودة وقدرة الانسان الكامنة
    Hiçbirimizin görmediği, görmezden geldiği ama acı çeken, tek başına acı çeken birçok gencin hikâyesini duydum. TED وجدت قصصًا لا تحصى عن شباب تائهين عنا، غير مرئيين لنا، ولكن يعانون، يعانون لوحدهم.
    Aynı şekilde diğer ülkelerde de benzer hikayeler var. TED و لكن هناك قصصًا مشابهة من البلدان الأخرى أيضًا.
    Bir gün gelip de ceza adaleti sistemi içinde çok yaygın olan adaletsizliklerle ilgili hikâyeler paylaşacağımı hiç düşünmemiştim ama buradayım. TED لم أعتقد يومًا أنني سوف أروي قصصًا عن المظالم الشائعة جدًا في نظام العدالة الجنائية، ولكن ها أنا ذا.
    Hepimiz... ...kendi akıllarımızda sıkışmışız. Dünyaya ilişkin inanç ve anlayışlarımız bu bakış açısıyla kısıtlı, bu da demek oluyor ki kendimize hikâyeler anlatıyoruz. TED نحن جميعنا محاصرون داخل رؤسنا و معتقداتنا و مفاهيمنا حول العالم محدودة بواسطة وجهة النظر هذه، و هذا يعني أننا نخبر أنفسنا قصصًا
    Yani sanat, benim için kişisel hayatımda önemli ve bu yalnızca onun güzel, ilham ve heyecan verici olduğundan değil, aynı zamanda güçlü hikâyeler anlattığı için. TED حسناً الفن مهم لي بشكل شخصي، وليس فقط لكونه جميلًا ومُلهمًا وفاتنًا، ولكن لأن الفن يروي قصصًا قوية.
    Eyaletin değerlendirme yapmam için seçtiği hapishanedeki insanlar duyduğum hikâyeler bu insanların yaptıkları. Open Subtitles ،كنت أعمل بتقييم حالات السجناء وسمعت قصصًا عمّا أجرموه
    Kafayı üşütmüştü ama çok güzel hikâyeler anlatırdı. Open Subtitles لقد كانت مجنونةً تمامًا، لكنها كانت تحكي لي .قصصًا رائعة
    Fakat garip bir biçimde, Antik Mısır'dan, İran'dan, Orta Doğu'dan, Orta Asya'dan, Hindistan'dan ve Çin'den de Amazonlar gibi savaşçı kadınları konu alan hikâyeler ortaya çıktı. TED لكن ما يُثير الفضول، أن قصصًا من مصر القديمة، وبلاد فارس، والشرق الأوسط، ووسط آسيا، والهند، والصين ذكروا أيضًا مقاتلات شبيهات بالأمازونيات.
    Peki, sanat nasıl güçlü hikâyeler anlatır? TED إذن كيف يمكن للفن أن يخبرك قصصًا قوية؟
    Hareketteki genç kadınlardan, güvenmeleri gerektiği erkekler tarafından vahşice tecavüze uğradıklarına ilişkin korkunç hikâyeler duydum ve ben de sırf ten renkleri, kimleri sevdikleri ya da dua ettikleri tanrılar yüzünden insanlara karşı şiddet içeren davranışlarda bulundum. TED سمعت قصصًا مروعة من شاباتٍ في الحركة، اللواتي تعرضن للاغتصاب الوحشي على يد رجال كانوا موضع ثقة، وأنا بنفسي ارتكبت أعمال عنفٍ ضد الناس، فقط من أجل لون بشرتهم، أو الأشخاص الذين أحبوهم، أو الإله الذي صلّوا له.
    Bütün hayatım boyunca ben hakkında hikâyeler yazılan kişi oldum, ve şimdiyse sadece isimsiz bir evinden çıkamayan çevrimiçi alışveriş bağımlısı hasta gibiyim. Open Subtitles أعني، طوال حياتي وأنا الفتاة... التي تُكتب قصصًا عنها, والآن أنا مجرّد... شخص منعزل يعاني من إدمان التسوق عبر الإنترنت.
    "Soyunma odası muhabbetini" duyduğunuzda, diğer erkeklerden cinsel taciz hikayeleri duyduğunuzda karşı koyacak kadar erkek olacak mısınız? TED هل ستكونوا رجالًا بما يكفي للوقوف أمام رجال آخرين عندما تسمعون "حديث غرف تغيير الملابس،" وعندما تسمعون قصصًا عن التحرش الجنسي؟
    Bize turne hikayeleri anlatırlar. Open Subtitles ويخبرونا قصصًا في الطّريق
    Kısa hikayler ve bir roman yazmaya çalıştığını da duydum, ama hala sırtçantasıyla dolaşıyor, Kitty. Open Subtitles كما علمت بأنه يكتب قصصًا قصيرة و رواية لكنه ما زال يحمل حقيبة على ظهره كيتي
    Ben bir numaralı ezilecek kişiyim ve sen dediğim gibi hikayeler duydum. Open Subtitles ... أنا أحصي الأعداد و أنت كما قلت لك, سمعت قصصًا عنك
    Bazen bu tür hikayeler yapan dergilerden duyuyorum genellikle okurlarının günde fazladan bir saat bulmalarına yardımcı olmak için TED سأسمعُ أحيانًا من المجلات التي تختلق قصصًا على هذا النحو: عامةً عن كيفية مساعدة قرّائهم لإيجاد ساعة إضافية في اليوم.
    Babam bana İncil'den hikayeler okurdu. Open Subtitles لقد اعتاد أبي بأن يقرأ لي قصصًا من الإنجيل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد