Yani... Bir ara orada yaşamış olsa dahi, annenin hikayesini doğrular. | Open Subtitles | ،لذا، حتّى لو أقام هناك في وقتٍ ما .فهذا يؤكّد قصّةَ والدتك |
Laura Manion'un hikayesini destekler mi bu? | Open Subtitles | هَل سيَدْعمُ ذلك قصّةَ لورا مانيون؟ |
İsa'nın doğuşu hikayesi kutsaldır, Matt. | Open Subtitles | إنّ قصّةَ ولادةِ السيد المسيح مقدّسُ، مات. |
Ancak gerçek "Cinderella", hikayesi elbette yarışmaya California'dan katılan "Clover" lar. | Open Subtitles | لكن قصّةَ سيندريلا الحقيقية هنا، بالطبع "كولوفرز كومبتون الشرقية"، كاليفورنيا |
-Kadının hikâyesini doğruluyor bu. | Open Subtitles | الذي يُؤكّدُ قصّةَ الزوجةَ. |
Will'in hikâyesini kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سَأَفْحصُ قصّةَ إرادةِ. |
Bu yerin hikayesini duydun mu? Evet, bana göre hepsi elfler ve küçük şeytanlar. Oh. | Open Subtitles | سَمعتَ قصّةَ هذا المكانِ؟ أوه. |
Yayu, hatırlıyor musun, sen çocukken sana siyah ve beyazın hikayesini anlatmıştım? | Open Subtitles | Yayu، تَتذكّرُ، متى أنت كُنْتَ شاب، أخبرتُك قصّةَ الأسودِ والأبيضِ؟ |
Acaba Kızıl Boğa hikayesi kelebeğin şarkılarından biri miydi? | Open Subtitles | أَو أن قصّةَ (الثورِ الأحمرِ) واحدة أخرى من أغانيه؟ |
Silah gösterisi hikayesi yok mu? | Open Subtitles | لا قصّةَ معرضِ بندقيةِ؟ |
Hiç kurbağa ile akrebin hikâyesini duydun mu, Jeff? | Open Subtitles | هل سَمعتَ قصّةَ العقربِ والضفدعِ، (جيف) ؟ |
Bir gezinti yapacağız, Emma ve böylece sana birinin hikâyesini anlatabileceğim. | Open Subtitles | سنذهب في نزهة (إيمّا). -لأخبركِ قصّةَ أحدهم . |