Bir hikaye gibi, ama içinde herkes farklı bir hikaye görüyor. | Open Subtitles | هي قصّة واحدة، لكن كلّ شخص يقابل قصّة مختلفة كليا. |
Çıkardığım en iyi sayı değil ama önümüzdeki ay tamamen farklı bir hikaye olacak. | Open Subtitles | إنه ليس الإصدار الأقوى الذي اصدرته، لكن الشهر التالي قصّة مختلفة بأكملها. |
Evet, söylediniz. Ama karınız farklı bir hikaye anlatıyor. | Open Subtitles | أجل، فعلتَ ولكن أخبرتنا زوجتكَ قصّة مختلفة |
Genomik DNA tamamen farklı bir hikaye anlattı. | Open Subtitles | العوامل الوراثية للحمض النووي تُخبر قصّة مختلفة كليًا |
Bütün gün yemininizden bahsedebilirsin. Ama gerçekler başka bir hikaye anlatıyor. | Open Subtitles | يمكنكِ التحدث طوال اليوم عن قَسَمكِ ولكن الحقائق تروي قصّة مختلفة |
Pekala. Bence gerçekler çok farklı bir hikaye anlatıyor. | Open Subtitles | أظن أن الحقائق تخبرنا قصّة مختلفة جداً. |
Bu sefer birinci sayfadaydı. Bu çok farklı bir hikaye. | Open Subtitles | هذه كانت قصّة مختلفة تماما |
Paul farklı bir hikaye anlattı. | Open Subtitles | بول أخبرَني قصّة مختلفة. |
Callisto'nun yüzeyi farklı bir hikaye anlatır. | Open Subtitles | يخبرنا سطح "كاليستو" قصّة مختلفة |
Bir adamı bıçaklayarak öldürmek ise başka bir hikaye. | Open Subtitles | . أمّا طعن رجلٍ حتّى الموت، فتلك قصّة مختلفة |
Sen ve ben aslında bu başka bir hikaye. | Open Subtitles | هذه قصّة مختلفة |