Burada başka bir dava üzerindeyim, 8 aydır üzerinde uğraştığım bir dava. | Open Subtitles | انا اعمل قضيه اخرى هنا قضيه جلست فيها 8 شهور محاولة حلها |
Bu resmi çeken kişiye karşı da bir dava açmalıyız. | Open Subtitles | ينبغي عليك عمل قضيه ضد كل من اقتنا هذه الجدارية. |
Yarın sevimsiz yaşlı bir cadı ile gireceğim dava var. | Open Subtitles | اسف يا عزيزتى انها قضيه غبيه على ان اترافع بها غدا مع عجوز شمطاء حقيره |
Görüşmeyi senden son yangın davası konusunda bir şey rica etmek için istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت هذا الاجتماع لان لدى خدمه اطلبها منكٍ بشان قضيه حريق الانفجار |
Bu benim teori üretebileceğim bir olay değil. | Open Subtitles | انها ليست قضيه بالنسبه لى كي اعد لها تصورا نظريا |
Buna benzer bir vaka vardı... sırtında bir bıçakla... adam yerde yatıyordu. | Open Subtitles | كان هناك قضيه ذات مره 000 شخص ميت على الأرض 000 وسكينه فى ظهره لا بد وأنها جريمة قتل 000 |
Bir davayı kapatmak için tehlikeli işlere uzak değilsin, haklı mıyım? | Open Subtitles | أنك لست امن عندما تعمل معهُ لإغلاق اي قضيه كلامي صحيح؟ |
Biliyor musunuz, ortada bir dava yok. Elinizde fiziksel hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | تعلمون أنه لا توجد قضيه هنا ليس لديكم أى أدله ماديه |
Bir de savaştan sonra, onur kırıcı yazı yazdı diye bir gazeteyi dava etmişti. | Open Subtitles | ثم كانت هناك قضيه بعد الحرب عندما قاضى صحيفه بسبب التشهير |
dava numarası 60320. Sayın Rahip Kessler "Man Made" dergisine karşı. | Open Subtitles | قضيه رقم 60320 الكاهن كيسلر ضد الرجل صانع المجلات |
Tabii ki o yaptı. Bu dava açıldı ve kapandı. | Open Subtitles | بالتأكيد هو الجانى لقد كانت قضيه سهلة الحل |
Çünkü seni çocuk istismarından dava edebilir. | Open Subtitles | لانها تقدر ترفع قضيه عليك بسبب الاساءة للاطفال |
Size dava açılması yönünde karar alırlarsa açarlar. | Open Subtitles | أذا قرروا أنه هناك قضيه ضدك فسيتصرفون حيال ذلك |
Ve bir babalık davası, portföyünü biraz değiştirmek için. | Open Subtitles | و قضيه اثبات ابوه يبدو انه سيكون ملف ملئ بالاتهامات |
Aynı yıl, ona karşı babalık davası açtı. | Open Subtitles | في نفس العام و التي رفعت فيه قضيه اثبات نسب |
Ve olayda her zamanki şüphelilerin etrafında dönen basit bir olay olmaktan çıkıp, – | Open Subtitles | ثم لن تكون قضيه بسيطه تجمع المشتبه بهم المألوفين |
Bazıları bunun son vaka olduğunu söylüyor, | Open Subtitles | البعض قال أنها كانت آخر قضيه له |
Biz bundan çok önce başlıyoruz, hiçbir ceset olmamasını umarak ve bu insanlar için, yapmaya çalıştıkları şey için, devasa bir bilgi havuzuna sahip bu davayı oluşturmaya çalışıyoruz. | TED | نحن نبدأ قبل هذه النقطه في الواقع, قبل ان توجد اي جثث, نحن نحاول بناء قضيه لمن هم الاشخاص وماذا يحاولون القيام به, وهذا يتضمن كميه هائله من المعلومات. |
Her ceza davasında, Başka birilerini davaya dahil etmek gerekir. | Open Subtitles | في كل قضيه جنائيه تحاول إلقاء التهمه على شخص آخر |
Ama her bir davada, yürütme makamı gerekli değişikliği yaptı. Evet. | Open Subtitles | لكن فى كل قضيه , الفرع التنفيذى هو الذى صنع الفارق. |
Neden burnunuzu Solmuş Gül Kasabı davasına sokuyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تقوم باقحام أنفك فى قضيه سفاح الورده الذابله؟ |
Bu dosya onlar için hem açık hem kapalı durumdamış... hayal kırıklığına uğramış yasadışı göcmenin cinnet anındaki cinayeti.... bunlar sadece... | Open Subtitles | انها قضيه منتهيه بالنسبة لهم مهاجر مصاب بالاحباط يرتكب جريمة قتل في لحظة جنون هذا كل شي |
İlk davam bir patent davasıydı. | Open Subtitles | أول قضيه عملت عليها كانت حول براءه إختراع |
Beş yıl önce, ilk büyük gangster davan sırasında hesabında 50.000 dolar ortaya çıkmış. | Open Subtitles | قبل 5سنوات في اول قضيه كُبرى لكِ ظهر في رصيدك 50الف دولار |
Başka örnekler de var. Almog adında bir davamız var. Bu dava, bizim iddiamıza göre, canlı bombalara ödenek sağlayan bir banka ile ilgili yürütülüyor. | TED | هناك مثال اخر. كانت لدينا قضيه تدعى الومق. التي لها علاقه بالبنك الذي، يُزعم، من وجهة نظرنا، يعطي مكافأت للمفجرين الانتحاريين. |
Kimliği belirsiz kadından alınan spermler Ducky'nin davasındaki spermlerle eşleşti. | Open Subtitles | (عينة المني من قاتل (جين دو (تطابق عينه قضيه (داكي |
Christopher'ın dosyası ciddiydi ve bu itibarla çözülmesi gerekiyordu ama onu hayatı boyunca bir suçlama ile damgalamayı düşünmemiş olmam, doğru bir çözümdü. | TED | قضية كريستوفر كانت قضيه جاده ولابُد أن أكون حذر معها، ولكن لم أستطع أن أصفه بالمجرم لبقية حياته بالأمر الصحيح |