- Diana bana bir arazi önermişti... - Palavra! | Open Subtitles | ديانا نصحتنى بشراء قطعة أرض فى سانتا مونيكا |
- Diana bana bir arazi önermişti... - Palavra! | Open Subtitles | ديانا نصحتنى بشراء قطعة أرض فى سانتا مونيكا |
Evi yıkıp, yerine iki tane yapacağım. Burası çok güzel bir arsa. | Open Subtitles | كما ترى، أنا أهدم المنازل وأبني 2 مكانها، أنها قطعة أرض كبيرة |
Şehir çapında, yaklaşık 100.000 boş parsel var. | TED | على مستوى المدينة، هناك حوالي 100,000 قطعة أرض خالية. |
Adam 21 yaşında tüm birikimini, değersiz görülen bir araziye yatırmış. | Open Subtitles | في الـ21 من عُمره، لقد استثمر مُدّخرات حياته في قطعة أرض اُعتقد أنّها عديمة القيمة. |
Rubil'le yarın bazı topraklar için krala arzuhalimizi sunmaya Şehem'e gideceğiz | Open Subtitles | (روبن) و أنا سنغادر في الغد الغد إلى "شكيم" لنلتمس من الملك قطعة أرض |
Aniden çok yukarılarda karla kaplı dağların üstünde yaşlı adam bize yaban otlarının bittiği gölgeli ve nemli bir toprağı işaret etti. | Open Subtitles | و يتفرع إلى ألف مجرى صغير، فجأة عالياً تحت قمم مغطاة بالثلوج، أشار الرجل العجوز إلى قطعة أرض مكسوة بالأعشاب البرية، |
Biraz toprak alıp, meyve yetiştirmeyi düşünüyorum. Şeftali mesela. | Open Subtitles | أعتقد أننى سأشترى قطعة أرض وأزرع الفواكة , الخوخ على الأرجح |
Görünüşe göre, birine sonsuza kadar yatacağı bir toprak parçası satmak, mantıklı bir iş değil. | TED | اتضح أنّ بيع قطعة أرض لشخص ما بصورة دائمة يتنافى مع المفاهيم التجاريّة. |
Paylaşacak bir ailen olmadıktan sonra bir parça toprak neye yarar? | Open Subtitles | ما قيمة قطعة أرض بدون عائلة تتشاركها معها؟ |
Dizüstü bilgisayarımla herhangi bir toprak parçasından daha derin bir bağlantıya sahibim. | TED | لدى إرتباط أعمق بجهاز الكمبيوتر المحمول الخاص بي من أي قطعة أرض |
Evet, eğer iyi bir yerden bir arazi bulabilirsem. Oraya fabrika kurmak istiyorum. | Open Subtitles | نعم، إذا حصلت على قطعة أرض جيدة فسأنشأ مصنعا عليها |
Hiçbir değeri olmayan bir arazi ve kafasında saçı var bunun sebebi de geçinmek için hiç çalışmamış olması. | Open Subtitles | لديه قطعة أرض لاتساوي شيئاً وأجل بعض الشعر كل ذلك لأنّه لم يجتهد لتحصيل لقمة عيشه |
Kuhn, bu çevrede satın alabileceğim bir arazi biliyor musun? | Open Subtitles | خان , هل تعرف قطعة أرض أستطيع شرائها في هذه النواحى؟ |
Biz bir inşaat şirketiyiz ve sen tek bir arazi bile ayarlayamadın. | Open Subtitles | نحن شركة بناء وأنت لم تقم ببيع قطعة أرض واحدة. |
Öbürlerinin boş bir arazi gördüğü yerde, o bir hastane görüyor. | Open Subtitles | عندما يرى البقيّة قطعة أرض خالية، فإنه يراها مستشفى |
Açacak kişi bir arsa beğeniyor. | Open Subtitles | الراغب بالتعاقد معي، يجدُ قطعة أرض يريدها |
Donanmadan ayrılmayı düşünüyormuş sonra hoşuna giden bir arsa bulmuş ve satın almış. | Open Subtitles | أعرف بأنه كان يترك البحرية وقد وجد قطعة أرض أعجبته وابتاعها |
Bay Habib, burası bir arsa değil. | Open Subtitles | سيد حبيب، وهذا ليست مجرد قطعة أرض |
Doğrusu babamın yanındaki gül bahçesinden bir parsel satın aldım. | TED | لقد اشتريتُ قطعة أرض في حديقة الورود بجانب والدي. |
Ve 200 paund değerindeki araziye 1000 paund verecek kadar aptal birine hoş geldin demeye niyetim yok. | Open Subtitles | ولا أدعو للترحيب برجل شديد الحماقة يدفع 1000 جنية مقابل قطعة أرض صغيرةقيمتهالا تساوى200 جنية! |
Babamın az bir toprağı vardı. Giovanni'ydi babamın adı. | Open Subtitles | أبي إمتلك قطعة أرض صغيرة كان اسمه (جيوفاني) |
Buraya ilk geldiğimizde, silahımı bırakabileceğimi ve Biraz toprak alıp sığır yetiştirebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | أول يوم أتينا هنا بدأت فى التفكير ربما أستطعت أن أدع سلاحى بعيدا و استقر فى قطعة أرض صغيرة و أربى قطيع ماشية |
Londra'da haberim olmayan tek bir toprak parçası bile yoktur ve ilk teklifi daima ben yaparım. | Open Subtitles | ليس هناك قطعة أرض مهجورة ..في لندنلاأعرف عنها . وأملك الحق فيها. |
Guantanamo Körfezi'nin çevresinde, bir antlaşmanın A.B.D. 'ye Manhattan'ın yaklaşık iki katı büyüklüğünde bir parça toprak için yönetimsel sorumluluk verdiği bir bölge var. | TED | هناك منطقة ، وحول خليج جوانتانامو حيث تعطي معاهدة الولايات المتحدة المسؤولية الإدارية عن قطعة أرض هي ضعف مساحة مانهاتن. |