Pek ilgili bir öğretmen olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | حسبتُكَ قلتَ إنّكَ لَم تكن معلّمًا مضطلعًا؟ |
Kardeşini korumak için her şeyi yapacağını da söylemiştin. | Open Subtitles | و أنتَ أيضاً قلتَ إنّكَ ستفعل أيّ شيء لتحمي أُختكَ |
Son bildirim yaptığında bir iz bulduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | في آخر مرة إتصلتَ فيها قلتَ إنّكَ تعمل على شيء ما |
Hepiniz aynısınız. Bunu konuşmuştuk. Anladığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد تكلّمنا بهذا الشأن, و قلتَ إنّكَ تتفهم |
Yardım edeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ إنّكَ ستساعدني |
Onu öldürmeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ إنّكَ لن تقتلها |
Hayır, onu öldürmeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لا، قلتَ إنّكَ لن تقتلها |
Cassie'yle dışarı çıkmak için buraya geldiğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ إنّكَ كنتَ قادمًا إلى هنا لاصطحاب (كاسي) خارجًا في موعد |
Ona bir şey yapmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ إنّكَ لنْ تؤذيها |
Onu nasıl tedavi edeceğini bildiğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ إنّكَ تعرف كيف تعالجها |
Daha fazla ilgileneceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ إنّكَ ستضاعف حزم العناية |
Sen Monroe değilsin. Monroe olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أنتَ لستَ (مونرو), أنتَ قلتَ إنّكَ لستَ (مونرو) |
Kazanmak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ إنّكَ تريد أنْ تنتصر |
Onun gibi olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | (أنتَ قلتَ إنّكَ لستَ (مونرو |