kalplerini yeniden kazanıp onu, iyileştiren insani değerler ile doldurarak iyileştirebilirler. | TED | يمكن أن يستعيدوا قلوبهم وأن يصلحوها بأن يملؤوها بالقيم الإنسانية الشافية. |
İnsanların kalplerini rahatça açtıkları tek gün. | Open Subtitles | انها المرة الوحيدة عندما فتح الناس قلوبهم بحرية |
kalpleri hala hızla çarpıyordu ama bu çok daha sağlıklı bir damar profili. | TED | كانت ضربات قلوبهم مازالت سريعة، لكن هذا شكل أكثر صحة للقلب والأوعية الدموية. |
kalbini kırdıkların listesine onun adını da mı ekliyorsun? | Open Subtitles | هل قلبه سوف يُضاف الى قائمة الذين قد حطمتى قلوبهم من قبل ؟ |
Evet, ama ızdırapları geçici... Tanrı'yı kalplerine kabul edene kadar. | Open Subtitles | نعم لكن المهم مؤقت ما ان يتقبلون الله فى قلوبهم |
Buradaki hastaların kalp hastalıklarını gidermek için özel bir cihaza ihtiyaçları var. | TED | و المرضى هناك في حاجة إلى جهاز خاص لمعالجة حالة قلوبهم. |
Her zamanki işler. kalbi kırık müvekkillerimin haklarını savunuyorum. | Open Subtitles | العادى ادافع عن حقوق عملائى ممن تحطمت قلوبهم |
Küçük kalplerini koru. Eğer gerçekten altından yapılmışsalar, onları pazarda satmak isterdim. | Open Subtitles | يبارك قلوبهم قليلا، لو كانت مصنوعة من الذهب، |
İnsanların göğsüne uzanıp kalplerini sıkıştırıyordu. | Open Subtitles | رايته يصل للناس يضع يدة في صدورهم ويعتصر قلوبهم |
Bu gün tüm sevenler kalplerini başkasına verip onlara içindeki sevgiden söz ederler. | Open Subtitles | في هذا اليوم جميع العشاق يخبر بعضهم البعض عن كل الحب الموجود في قلوبهم |
Seni saldırırken ve kazanırken görünce,... ..kalplerini söküp geri verdin. | Open Subtitles | اخذوا طريق الذهاب، جون. عندما رأوك قم بذلك الهجوم والفوز، أنت أعدت قلوبهم إليهم. |
Dikkatlerini çektim. Sen de kalplerini kazan. | Open Subtitles | الآن لقد حظيت بانتباههم اذهب واكسب قلوبهم |
Dişlerini kıranları gördüm. Diğerleri kalpleri durduktan sonra bile titremeye devam ederler. | Open Subtitles | رأيت البعض تتكسر أسنانهم، وآخرين يستمرون في الاهتزاز حتى بعد توقف قلوبهم |
"kalpleri sapıklıktan katılaşmış olanlar bu muğlak noktaları fazlaca kurcalayarak bir uyumsuzluk bulmaya çalışırlar. | TED | فأما الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشابه منه ابتغاء الفتنة وابتغاء تأويله |
kalpleri değişmediği müddetçe düşlediğin dünya gerçek olamaz. | Open Subtitles | و طالما بقي هذا الشيء في قلوبهم دون تغيير. فإن العالم الذي تحلُم به لن يكون حقيقة في يومٍ ما. |
Onlar sen ve ben gibi değiller. Onların kalbini çıkartmalısın. | Open Subtitles | انهم ليسوا مثلي ومثلك يجب ان تنزع قلوبهم |
Rohit'in ailesi onu evlerine kabul etmekle kalmadı kalplerine, yaşamlarına da aldı. | Open Subtitles | والدا روهيت اعتنيا بها ليس فقط في بيتهم ولكن في قلوبهم وحياتهم |
Küçük kuşlarda kalp, dakikada, yaklaşık 600 kez atar. | Open Subtitles | الان، في الطيور الصغيرة تنبض ضربات قلوبهم 600 بكل دقيقة |
Ama bu, insan doğası değil; insan kalbi değil. | Open Subtitles | ولكن هذي ليست طبيعة البشر ولا تركيبة قلوبهم |
Bunu evlerinin ve kalplerinin kapısını ona açan insanlara yaptı. | Open Subtitles | التي ارتكيتها بحق الناس الذين فتحوا بيوتهم و قلوبهم لها |
Gerçeğin arkasından koşmaları için onları cesaretlendirmem onları riske atmaktı -- zulüm ve hayal kırıklığı riskine. | TED | كنت بتشجيعهم لملاحقة الحقيقة اعرضهم للخطر خطر الاضطهاد، خطر تحطم قلوبهم. |
Eski patronum Horace Greeley'nin bir zamanlar dediği gibi hepsinin kalbine işleyeceğiz. | Open Subtitles | : كما قال مديري القديم هوراس غريلي سنقوم بجعل قلوبهم تبكي دموعا |
Ama herkes, istenmeyen köpek için kalbinde yer açabilirse... beraber yaşlanana kadar, onları güldürebileceğimizi ve ağlatabileceğimizi biliyorum. | Open Subtitles | ولكن إن فتح الجميع قلوبهم للكلب الصغير المنبوذ، أعلم أننا نستطيع اضحاكهم، وابكاءهم حتى نشيخ معاً. |
Herkesi ağlatacaksın, Ann. yüreklerini burkacaksın. | Open Subtitles | سوف تجعليهم يبكوا يا آن سوف تحطمى قلوبهم |
Gerçekte en azından üçte birinin bunu kalpten istiyor olmasına rağmen. | TED | حتى مع أن ثلثهم على الأقل و من أعماق قلوبهم يرغبون بذلك. |
Ölüm Tanrısı hepsini teker teker obsidiyen bıçakla kalplerinden bıçaklayarak vücutlarını yeni Güneş Tanrısına sundu. | TED | طعن إله الموت قلوبهم بالتتالي، بسكين من الزجاج البركاني الأسود. وقدَّم أجسادهم قرابين لإله الشمس الجديد. |
Zafer onların kalbindedir! | Open Subtitles | يخرج النصر من قلوبهم |
Demek istediğim şu ki; tüm kalpleriyle kargaşa olmasını dileyen ve sonrasında, bunu kendi çıkarlarına kullanmayı planlayan insanlar var. | Open Subtitles | أعني أن هناك البعض لديهم الرغبة لصنع الاضطراب من كل قلوبهم والتفكير في استخدامه لمصلحتهم الخاصة |