Yani diyorsun ki, garajında hidrojen bombası imal edebilecek pek fazla adam yok. | Open Subtitles | ماذا تعنى انة ليس هناك رجالا مثلى قنبلة هيدروجينية فى الجراج الخاص بهم؟ |
1 Kasım 1952'de dünyanın ilk hidrojen bombası 10 milyon tonun üzerinde TNT'ye eş değer bir güçle patladı. | Open Subtitles | في الأول من نوفمبر عام 1952، انفجرت أول قنبلة هيدروجينية في العالم بقوة تفوق قوة عشرة ملايين طن من مادة تي ان تي |
- Bununla birlikte, üçüncü hidrojen bombası denizde kayıp. | Open Subtitles | الثالثة وهى قنبلة هيدروجينية مازالت مفقودة بالبحر |
Biz bir hidrojen bombası geliştiririz onlar bir hidrojen bombası geliştirir. | Open Subtitles | نصنع قنبلة هيدروجينية و يصنعون قنبلة هيدروجينية |
Asansördeki eleman hidrojen bombası sandı. | Open Subtitles | الرجل الذي في المصعد ظن أنها قنبلة هيدروجينية |
Faraday'in düşüncesi, eğer bir hidrojen bombası patlatırsak, bu büyük elektromanyetik enerji yapılmaya çalışılan ambarın imarına engel olacaktı. | Open Subtitles | إذا استطعنا تفجير قنبلة هيدروجينية هذا الكم الهائل من الطاقة الكهرومغنيطيسية |
hidrojen bombası, müşterek inançlı yıkım, bir ayrılık. | Open Subtitles | قنبلة هيدروجينية, الحرب النووية بين أمريكا و الاتحاد السوفييتي ، إضراب |
Kafamın içinde, sanki bir hidrojen bombası patlayacakmışçasına bir baskı var. | Open Subtitles | هناك ضغط في رأسي وكأنها قنبلة هيدروجينية ستنفجر. |
Ellerinde gerçekten bir hidrojen bombası varsa. | Open Subtitles | إذا كان بحوزتهم قنبلة هيدروجينية |
İçinde 3.4 megatonluk hidrojen bombası olan enkazı bulunamadı. | Open Subtitles | حطامها المحتوي، على "3.4مليون طن وزن قنبلة هيدروجينية" لم يتم العثور عليها قط. |
Jack bir hidrojen bombası patlatmaya gitti. Onu durdurmak zorundayız. | Open Subtitles | إن (جاك) في طريقه لتفجير قنبلة هيدروجينية وعلينا إيقافه |
hidrojen bombası mı? | Open Subtitles | قنبلة هيدروجينية ؟ |