Bir dakikada bekle, ben, ağlamak için büyülü güçlerimi kullanamaz mıyım? | Open Subtitles | انتظر لحظة .. الا يمكنني استخدام قواي السحرية لاستطيع البكاء؟ ؟ |
Çünkü dışarı çıkmanın tek yolunun güçlerimi almana izin vermek olduğuna inanmamı istediniz. | Open Subtitles | لأنـّكِ وددتِ أنّ تقنعينى أنّ الطريقة الوحيدة لأخراجي ، هي بأخذ كل قواي. |
Bana hayat verdi ve sonra aptal hikayesini bitirebilmek için güçlerimi elimden aldı. | Open Subtitles | لقد بعث فيَّ الحياة، ومن ثمَّ جردني من قواي كيما ينهي روايته الشنعاء. |
güçlerim zayıf olsa bile, onun yanında olmamın o kişiye faydası dokunacaksa.. | Open Subtitles | على الرغم بأن قواي ضعيفة، ولكن إن كان وجودي يساعد ذلك الشخص |
Buraya çıkmak için bütün gücümü harcadım. | Open Subtitles | لقد استنفذت كلّ قواي لمجرّد الصعود إلى هنا |
Beni bir dala astı ve gücüm tükenene dek orda bıraktı. | Open Subtitles | ,علّقني على فرع وتركني هناك حتى إستنزفت قواي كلياً |
Size babalık sayesinde süper güçlerimi nasıl kazandığımı anlatmak istiyorum. | TED | حسنًا، أريد أن أخبركم كيف حصلت على قواي الخارقة من خلال الأبوة. |
Kadınsı güçlerimi daha iyi anlamak istedim. | Open Subtitles | إنضميت إلى الطائفة كي أحقق مفاهيم عظيمة من قواي الأنثوية |
Anneme güçlerimi kötüye kullanmayacağım diye söz verdim. | Open Subtitles | والدتي جعلتني أعدها ألاّ أستخدم قواي لفعل أشياء سيئة |
Galiba güçlerimi kullanmakta ustalaşmama daha çok var. | Open Subtitles | أظن بأن لا يزال هناك الكثير من الوقت قبل أن أتقن قواي , هاه ؟ |
güçlerimi kötülük için kullanmaman adına beni büyülerimden arındırmalısınız. | Open Subtitles | إذاً يجب عليك أن تأخذي قواي كي لا أستخدمهم إستخدام سيء |
Git buradan canavar yoksa güçlerimi seni yok etmek için kullanırım. | Open Subtitles | ابتعد أيها الوحش و إلا سأستخدم قواي لأدمرك |
Çünkü güçlerim zihinsel küçük hanım, fiziki değil. | Open Subtitles | لأن قواي ذهنية يا سيدتي الشابة و ليست جسدية |
Bunu güçlerim olmadan insanlara yardım etmenin en iyi yolu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | خمّنت أنها أفضل طريقة لي لمساعدة الناس من دون قواي. |
Onlardan olabildiğince uzağa gitmeliyim ki güçlerim geri gelsin. | Open Subtitles | يجب أن أبتعد عنهم بما يكفي لكي تعود لي قواي |
Senin aksine, ben gücümü sadece bunun içindeyken kullanabiliyorum. | Open Subtitles | انا لست مثلك فلا أستطيع استخدام قواي الا عندما أكون داخل تلك الآلة |
Büyük bir fırtına patlak verip... ... deniz canavarları ortaya çıktığında... ... son bir atak için gücümü saklıyordum. | Open Subtitles | كنت ابقي قواي للمرحله الأخيره عندما هبت علينا تلك العاصفه الرهيبه ومعها جاءت وحوش البحر |
Ama hâlâ gücüm bitecek ve boğulacağım diye çok korkuyordum. | Open Subtitles | لكنّي كنت خائفا جدا من أن تخور قواي ، و أنّي سأغرق |
Hayır, ama ne söylenmesi benim güçler vazgeçmedi her zaman, biliyor musun? | Open Subtitles | لا ، لكنني لم أتخلى عن قواي ليُقال لي ما أفعل طوالالوقت،أتعلمين؟ |
Hatta süper güçlerimden biri. | Open Subtitles | ليس بالأمر المهم، في الحقيقة تلك أحدى قواي الخارقة |
O benim annem. Onu kurtaramayacaksam güçlerimin hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | قواي لاتعني شيئاً , إن لم استطيع إنقاذها |
Sonra da, kendimi toplayıp, açılış cümlemi baştan yazar delillerimi işletirim, işte gecenin geri kalanında yapacağım şey bu. | Open Subtitles | ومن ثم استجمع قواي واعيد صياغة بياني الافتتاحي وارتب أموري، هذا ما اقوم به طوال حياتي، هذا هو روتيني |
Tanrı güç verdi, acılarımı hafifletti. | Open Subtitles | السيد قد جدد قواي و خفف من أحمالي الثقيلة |
Buraya oturduklarında, ki her yeni mahkumu oturturum gücüme boyun eğerler. | Open Subtitles | عندما يجلس رجل عليه وعندما أجعل فارسا يجلس عليه هذا يجعلني أحصل على قواي |
Ben güçleri kaybetmemiş olsaydı Evet, ama, şimdi kendisine buldum olacaktır. | Open Subtitles | أجل ، لكن إذا لم أخسر قواي فقد كنا سنجده بهذا الوقت |
Ama nedense tam gücümde değildim. | Open Subtitles | ،لكن لسبب ما أجهله لم أكن بكامل قواي |
Gücümün büyük kısmı bu adayla sınırlı. | Open Subtitles | . و خسرت قواي و هي محدودة على هذه الجزيرة |
Çok basitti. Tümevarım gücümden yararlandım. | Open Subtitles | بغاية البساطة، لقد استعملت قواي الإستنتاجية |
Daha sonra Arnon geldi ve güçlerime nasıI yoğunlaşacağımı öğretti. | Open Subtitles | عندها أتى (آرنون) و قال أنه سيعلمني كيف أركّز على قواي |